Hekimlerin Kişiler Aleyhine İşlediği Suçlar

Hekimlerin Kişiler Aleyhine İşlediği Suçlar

Hekimlerin Kişiler Aleyhine İşlediği Suçlar

TCK’ nun 81. maddesine göre; “Hekim bir kimseyi acısını dindirmek için kasten öldürürse (ötenazi) müebbet hapis cezası ile cezalandırılır (adiyen katil). Öldürülen kişinin cinsiyet, ırk, milliyet ve sağlık durumu yönünden ayırımı söz konusu değildir. Anomalili doğan canlı varlıkların öldürülmesi de bu suçun nitelikli halini oluşturur ve hekim TCK’ nun 82. maddesine göre ağarlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Uterustaki fetusa müdahale adam öldürme olarak nitelendirilmez ancak TCK’ nun 99. maddesinde tanımlanan yasal sürelerin üstündeki müdahaleler TCK’ nun göre suç oluşturur. TCK’ nun 97. maddesinde, öldürme kastıyla aç bırakma da suç olarak tanımlanmıştır.

Hukuka uygunluk için tıbbi girişimin tedavi amacına yönelmiş olması gerekir. Kanunda ayrıca belirtilmemişse, her ne sebeple olursa olsun kişinin tedavi amacı dışında bir organının kesilmesine rıza göstermesi gibi, tedavi amacına yönelik olmayan yardımlar hastanın rızası bulunsa da hukuka aykırıdır. Kişinin isteği ve izninin olması suç niteliğini ortadan kaldırmaz.

HEKİMLERİN HİZMETİN NİTELİĞİNDEN KAYNAKLANAN VE İDARİ HEKİMLİK İLE İLGİLİ GÖREV VE SORUMLULUKLARI

KAMU GÖRELİSİ OLARAK GÖREV YAPAN HEKİMLERİN KAMU GÖREVLERİ İLE İLGİLİ SORUMLULUKLARI VE SUÇLARI

TCK’ da kamu görevlisi sıfatı, bazı suçlarda cezayı ağırlaştırıcı rol oynarken bazı fiillerde de suçun unsurlarından biri olmaktadır. Kamu görevlisi deyimi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiyi tanımlamaktadır.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdür (Anayasa’ nın 129. maddesi), Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve surette çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun ve Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getiremez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak üstü emrinde ısrar ederse ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz (Anayasa’ nın 137. maddesi; TCK’ nun 24. maddesi).

Kamu görevlileri ile ilgili aşağıda belirtilen suçların tanımlanıp cezalandırılmasındaki amaç kamu görevlilerinin yetki dışı davranışlarına karşı vatandaşı korumak ve devlete duydukları güven duygularının kaybolmasını önlemektir.

Kamu görevlisi olan hekimlerin, irtikap (yiyicilik), rüşvet, görevi kötüye kullanma, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, dolandırıcılık, göreve ilişkin sırların açıklanması, zimmet suçlarında diğer kamu görevlilerinden ayrıcalıkları yoktur.

Bakanlıklar, üniversiteler, il özel idareleri, belediye, köy ve tüzel kişilerine bağlı hastaneler, sağlık ocakları ve diğer ünitelerde çalışan ya da kitler ve kamu özerk kuruluşlarında kamu hizmeti yürüten hekimler, kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Özel çalışan hekimler de, aşı kampanyaları veya salgınların önlenmesi gibi durumlarda, devlet kurumlarının hizmetinde çalıştıkları zamanlarda, kamu görevlisi sayılırlar.

İRTİKAP (HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA):

Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden (zorlayan) kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK 250/1. madde).

Hekimin hasta ve yakınını kendisi tarafından yardım yapılmadığı taktirde kötü sonuçların meydana geleceğine inandırması (manevi cebir) ve bu manevi cebir (zorlama) altında mağdurun haksız olduğunu bildiği halde ödeme yapması veya vaat etmesi irtikap suçunu oluşturur (Yargıtay 5.Ceza Dairesi’nin 1980 tarihli, 4260/644 sayılı kararı)

Yukarıdaki fıkrada yazılı cürüm, ikna suretiyle işlenirse faile üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir (TCK 250/2. madde).

İkna (inandırma) yoluyla irtikap suçunda inandırma mağdurun rızasını aldatacak derecede olmalıdır. Basit öneriler ikna değildir. Burada asıl olan mağdurun rızası, ödemenin gerekliliğine inandırılarak(ikna) elde edilmelidir. Bu nedenle mağdur, yaptığı ödemenin haksız olduğunu bu ikna yoluyla bilmemektedir.

Kamu görevlisi, kanunen alınmaması gereken şeyi diğerinin hatasından yararlanarak almış bulunursa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir (TCK 250/3. madde).

TCK’ nun 250. maddesi 3. bendinde mağdurun "hatasından yararlanılarak" işlenecek olan irtikap suçuna daha az ceza takdir edilmiştir. Hastanın tedavisinde gerekmediği halde hataen alınıp doktora verilen ilaç ve benzeri malzemenin doktor tarafından yanlışlık bilinmesine rağmen alınması ve şahsen bunlara sahip çıkılması da bir irtikap örneğidir.

RÜŞVET:

Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlanmasıdır (TCK’ nun 252/3. maddesi) ki bu durumlarda rüşveti veren de alan da sorumludur. Ceza yükümlülüğü dört yıl ile on iki yıl arasındadır (TCK’ nun 252/1. maddesi).

YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA:

Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir işi yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır (TCK’ nun 255. maddesi)

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA:

Bir kamu göreviyle görevlendirilen kişi, bu kamu faaliyetinin yürütülmesi sırasında görevinin gerekli kıldığı yükümlülüklere uygun hareket etmek zorundadır. Bu yükümlülüklerle bağdaşmayan davranışlar, belli koşullar altında suç olarak tanımlanmıştır. Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen fiilin, kamu görevlisinin görevi alanına giren bir konu ile ilgili olması gerekir.

Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK’ nun 257/1. maddesi). Eğer kişi aykırı davranış yerine ihmal veya gecikme göstererek bu fiili işlemiş ise cezası altı aydan iki yıla kadar hapis olarak tanımlanmıştır (TCK’ nun 257/2. maddesi). İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi de bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır (TCK’ nun 257/3. maddesi).

Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ nin 72. maddesine göre; “yatırılan hastanın ilk 24 saat içinde anamnezinin alınması, tabipten başka kimsenin anamnez alamayacağı, yatan her hastanın ilk muayenesinin ilgili tabiplerce hemen yapılıp her türlü laboratuar incelemesi ve tetkiklerinin mümkün olan en seri şekilde yapılarak sonuçlarının müşahede kağıtlarına yazılacağı” belirtilmekte olup; kendisine müracaat eden hastaların anamnez ve müşahedelerini diğer kişilere bırakan hekimler görevi ihmal etmiş sayılır.

Doktorun hastayı muayene edip reçete yazdıktan sonra ücret verilmediği gerekçesiyle reçeteyi yırtması görevi kötüye kullanmaktır.

Diğer taraftan bir hekimin ücret verilmediği taktirde ilacın alınmayacağını ve kendisinin zarar göreceğinin ileri sürerek hastayı ücret vermeye zorlaması (icbar) ve/veya inandırması (ikna etmesi) irtikap suçunu oluşturur.

DOLANDIRICILIK:

Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlama eylemi dolandırıcılık olarak nitelendirilmektedir (TCK’ nun 157. maddesi).

Sanığın çalıştığı kurumdan kendi adına sevk kağıdı alıp hastanede hilesini sürdürerek, kendisi yerine başkasını ameliyat ettirme eylemi kamu kurum ve kuruluşunu zarara uğrattığından nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur (TCK’ nun 158. maddesi; Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ nin, 1990 tarihli, 1990/3896E ve 1990/4406K sayılı kararları).

GÖREVE İLİŞKİN SIRRIN AÇIKLANMASI:

“Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir” (TCK’ nun 258/1. maddesi) kamu görevi sona erdikten sonra bile aynı suçun işlenmesi aynı cezayı gerektirecektir.” (TCK’ nun 258/2. maddesi).

ZİMMET:

“Görevi nedeniyle zilyetliği (kontrolü) kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” Eğer suç gizliliği sağlayacak hileli yollarla yapılmış ise ceza artacak, malın geçici süre kullanımı sonrası iadesi şeklinde işlenmiş ise ceza azalacaktır. (TCK’ nun 247. maddesi).

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13