Yasaklılık Kararı- Sebep ve Sonuçlar
-
-
- 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17 nci maddesindeki yasak fiil ve davranışta bulunan istekliler ihale dışı bırakılacak,haklarında yasaklama yaptırımı uygulanacak ancak geçici teminatları (istisna için bkz. 17.e düzenlemesi)gelir kaydedilmeyecektir. Üzerine ihale yapıldığı halde usulüne uygun sözleşme yapmayanlar hakkında 6 aydan az olmamak üzere 1 yıla kadar yasaklama kararı verilir ve protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın geçici teminat gelir kaydedilir.
-
- İhale tarihi itibariyle yasaklı olmayan veya ihale tarihi itibariyle hakkında kamu davası açılmamış olan isteklilerin, tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında başka bir ihaleden dolayı yasaklı durumuna gelmesi halinde teklif değerlendirme dışı bırakılacak ancak geçici teminat gelir kaydedilmeyecektir.
- Sözleşmenin imzalanmasından önceki herhangi bir aşamada (ihale aşamasında) yasaklı hale gelen gerçek ya da tüzel kişi istekli ile sözleşme imzalanması mümkün değildir. Bu durumda olan isteklilerin teklifleri değerlendirme dışı bırakılarak geçici teminatları iade edilecektir.
- Şirket müdürünün vekâlet verdiği kişi tarafından ihaleye teklif verilmesi halinde, vekilin, şirket müdürü adına değil şirket adına işlemde bulunacak olması, vekâlet veren yasaklı şirket müdürünün ihaleye katılmayacağı, ihale işlemlerinde imzasının bulunmayacağı dikkate alındığında (vekalet verdiği kişi hakkında yasaklama kararı bulunmaması halinde) Kanunun 11 inci maddesinde yer alan yasaklamaya tabi olmayacaktır (kanaat).
- Kamu davası açılanlar hakkında Kamu İhale Kurumunda tutulan sicile kayıt işlemi yasaklama işleminin geçerlik şartı niteliğinde değildir. Kamu davası açılması nedeniyle uygulanan tedbir niteliğindeki yasaklama iddianamenin ilgilisine tebliği tarihi itibariyle hüküm ve sonuç doğurmaya başlayacaktır.
- Haklarında kamu davası açılmasına karar verilenler ve bunların ortaklık ilişkisi içinde bulundukları kişiler açısından geçerli olan ihalelere katılmaktan yasaklama kural olarak Resmi Gazete’de yayımlanmamaktadır.
- 4735 sayılı Kanun uyarınca hakkında kamu davası açılanlar bakımından yargılama sırasında geçerli olacak bir tedbir yasaklaması almak imkanı bulunmamaktadır. Kanunun 27. maddesinde davanın açılmış olmasının ihalelere katılma yasağına neden olacağı yönünde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
- Yasaklılık teyidi 4734 sayılı Kanun’da düzenlenmiş olup; biri ihale kararı ihale yetkilisince onaylanmadan önce (madde 40)diğeri sözleşmenin imzalanacağı tarihte (madde 42) olmak üzere 2 kez yasaklılık teyit işlemi yapılması gerekmektedir.
- İdari işlemlerin nihai amacı kamu yararıdır. İhalelere katılmaktan yasaklama işlemiyle kamu yararı dışında bir amaç güdülmesi halinde işlem amaç unsuru yönünden hukuka aykırı olacaktır.
- İdari yaptırımlarda da ceza hukukundaki suçlar için öngörülen ‘suçta ve cezada kanunilik’ ilkesi geçerlidir. İdari yaptırımlar için kanunda öngörülen sebepler dışında başka sebeplere dayanılarak yahut kıyas yapılarak idari yaptırım tesis edilemez ve kanunun öngördüğü yaptırımdan başka bir yaptırım uygulanamaz(Danıştay 12. Dairesinin 15.05.2006 tarih, E:2005/6811, K:2006/1959 sayılı kararı).
- Yasaklama işlemi nedeniyle maddi-manevi zarara uğranılmış ise bu zararın tazmini için tam yargı davası açılabilecektir.
- Kamu İhale Kurulu; Şirket sermayesinin yarısından az bir oranda pay sahibi olmakla birlikte şirket yönetim ve denetiminde etkili olabilen bir başka deyişle şirket üzerinde hakim etkisi bulunan ortağın şirket adına ihaleye katılması halinde dolaylı olarak ihaleye katılımından bahsedilebilecek olduğu yönünde kararlar vermekte ise de; Danıştay 13. Dairesinin 02.06.2009 tarih, E:2008/645, K:2009/6002 sayılı kararında; 4734 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde yer alan “sermayesinin yarısından fazlasına sahip olma” kıstasını 11 inci maddede yer alan ihaleye “dolaylı” katılımdan bahsedebilmek içinde koşul olarak belirlemiştir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"YASAKLAMA KARARLARI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Avukat Metin ÖZDERİN’e aittir ve makale, yazarlar tarafından Özderin Avukatlık Bürosu (http://www.metinozderin.av.tr ) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.