Tutuklu ve Hükümlülere Yönelik Hekim Tutumu ve Yasal Düzenlemeler

Tutuklu ve Hükümlülere Yönelik Hekim Tutumu ve Yasal Düzenlemeler

HEKİMLERİN ADLİ HEKİMLİK HİZMETLERİ İLE İLGİLİ GÖREV VE SORUMLULUKLARI

Hekimlerin adli sorumlulukları, ihbar (bildirim) yükümlülüğü (karşılaşılan adli olayları adli makamlara bildirmek), ve bilirkişilik görevleri şeklinde tanımlanabilir. Bunlardan ihbar yükümlülüğü aynı zamanda hekimlerin tanı koyucu ve tedavi edici hizmetleri içersinde yer alan sır saklama yükümlülüğü ile yakından ilişkili bulunması nedeniyle, “Hekimlerin Sır Saklama Ve İhbar (Bildirim) Yükümlülüğü” konu başlığı altıda ayrıntılı olarak anlatıldığı için, bu bölüm başlığı altında bu konuya ayrıca yer verilmemiştir.

BİLİRKİŞİLİK KAVRAMI

Adli olaylarda özel bilgisinden istifade edilen kimseye bilirkişi-ehlihibre-ehlivukuf denir. Yasalarımıza göre, soruşturma ve yargılama sürecinde çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve düşüncesinin alınmasına karar verilebilir.

HEKİMLERİN BİLİRKİŞİLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Türkiye’de hekimlik yapma yetkisine haiz her hekim, mahkemeler tarafından sağlık konusunda bilirkişilik hizmeti yapmak üzere görevlendirilebilir. Hekimin adli olgularda yapacağı muayene ve vereceği kararlar, hem sanık hem de mağdur tarafı ilgilendirdiğinden, adaletin oluşmasında oldukça önemli rol üstlenmektedir.

Hekimin bu görev ve sorumluluğu;

 Adli olguların ve ölülerin muayenelerinin yapılması;

 Otopsiye katılması,

 Çeşitli lezyonların saptanıp, tanınması (identifikasyon), travmatik lezyonların niteliğinin belirlenmesi,

 Kan, saç, sperm gibi biyolojik oluşumların incelenmesi,

 Suçlu, mağdur ve medeni haklarını kullanmak isteyenlerin durumlarının saptanması ve tanımlanması,

 Bunlara ait raporların yazılarak adli makamlara bildirmesi şeklindedir.

Hekimlerin bilirkişilik sorumlulukları aşağıda belirtilen yasalara dayanmaktadır.

1219 sayılı Tababet ve İlgili Mesleklerin Tarzı İcrasına Dair Kanun’ un 11. maddesi:

“Mahkemeler, bilirkişi olarak Türkiye’de hekimlik yapma yetkisine sahip hekimlere başvurabilirler”;

244 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesine İlişkin Kanunun 10. maddesi’ nde;

“Sağlık ocağı hekimleri, kendi ocakları içinde adli tabiplik görevini sürdürürler”;

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 11.7.1986 tarih ve 9058 sayılı genelgesi’ nde;

“Adli tıp hizmetleri, poliklinik hizmetleri ve memurların rapor hizmetleri esas itibariyle hastanelerde toplanmıştır. Hastane olmayan ilçelerde sağlık merkezlerinde bu görevler ifa edilecektir. Mesai saatleri dışında adli tıp hizmetleri sağlık müdürlüğünce düzenlenecek listeye göre, hastanede bulunan pratisyen hekim, kafi gelmediği taktirde sağlık ocaklarında bulunan pratisyen hekimler tarafından nöbetle ifa edilecektir”;

5017 sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanununun 31. maddesinde,

“Hükümet tabipleri (günümüzde sağlık ocağı tabipleri), adli tabip bulunmayan yerlerde ek görev olarak bunlara ait işleri de yaparlar” hükümleri yer almakta;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 87. maddesinde,

Memurlara ikinci görev verilmesi yasaklanmış olmakla birlikte, “bilirkişilik görevi” aynı maddede belirtilen “istisnalar” olarak gösterilmektedir.

Her bölgede yeterince adli tıp uzmanı bulunmasının olanaksızlığı göz önüne alınarak adli tıp uzmanının bulunmadığı illerde veya adli tıp uzmanının bulunduğu illerin ilçe ve köylerinde, yukarıdaki maddeler kapsamında adli tıp uzmanının bazı görevlerini sağlık ocağı tabibi yapmaktadır.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13