Fiyat Farkı Uygulaması
4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Yapım İşlerine İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ( yazı devamında ESASLAR olarak anılacaktır) 31 Aralık 2002 tarih ve 24980 (3. Mükerrer) sayılı gazetede yayımlanmıştır. Bilindiği üzere fiyat farkının uygulanabilmesi için idari şartname ve sözleşmede bu yönde hüküm bulunması zorunlu olup; bu husus idarece belirlenecektir. Uygulamada idari şartnamede "Yükleniciye Fiyat Farkı Verilecektir." Hükmü olmasına rağmen, sözleşmede fiyat farkı verilmeyeceği yönünde madde olması halinde fiyat farkı uygulanamayacağı sonucuna varılmaktadır[1].
Fiyat farkı hesabında dikkate alınacak indeks katsayıları ile ilgili olarak ise; İdare ESASLAR da belirtilen formülde ağırlıkları belirtilmiş her malzeme için Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından aylık yayımlanan (1994=100) bazlı Tablo–2: Toptan Eşya Fiyatları İndeks Sayıları Tablosunun ilgili malzemenin bulunduğu satırına göre indeks belirleyebilecektir[2]. İhaleyi yapan idare, ihale dokümanında işin niteliğine ve gereklerine göre herhangi bir ağırlık oranı temsil katsayısı (a, b1, b2, b3, b4, b5 ve c sabit katsayıları) belirlememiş olması halinde ise fiyat farkı hesaplanırken yalnızca Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından aylık yayımlanan (1994=100) bazlı Tablo–2: Toptan Eşya Fiyatları İndeks Sayıları Tablosunun "Genel" satırındaki sayı esas alınacağından bu durum bilhassa yükleniciler bakımından ciddi zararlara sebep olmaktadır.
Fiyat farkı hesaplamalarında idare ile yüklenici arasında çıkan imalata ilişkin uyuşmazlıklar (özel birim fiyat uygulamaları, yeni birim fiyat oluşturulması, imalat uygulamalarında ortaya çıkan sorunlar… vb.) bakımından Yüksek Fen Kurulu Kararları bulunmakta ise de[3], endeks sistemi ile ilgili Kurul’a intikal eden bir itiraza rastlanmamıştır. Sorunun çözümünde izlenebilecek hukuki yol aşağıda kısaca izah olunacaktır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu kararlarına karşı Danıştay’da dava açılabilmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamakla birlikte; bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Bu noktada her ne kadar fiyat farkı hesaplamasına ilişkin ESASLAR’ı düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararı’na karşı bir dava açılmamış ise de; düzenlemeye dayanarak tesis olunan işlemlerle birlikte dava açma süresinin yeniden başladığı ve fiyat farkı ödemelerine esas alınan formül ve tanımlamaların dava konusu edilebileceği unutulmamalıdır. Teknik özellikleri ağır basan bu düzenlemede, yargı yerince mutlak surette bilirkişi incelemesi çerçevesinde yargılama yapılacak olup; bu noktada formülasyonun hangi nedenlerle ihtiyaçlara cevap veremediğinin yeterli açıklıkta izahı son derece önemlidir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun, ihalelerle ilgili hukuka aykırılıklarda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (meslek odalarının) dava açmakta menfaati bulunduğu[4] yönündeki kararları dikkate alındığında; uygulamada sorun çıkaran hukuki düzenlemelerin meslek odaları tarafından da dava konusu edilebileceği ve ihtiyaçların örgütlü ve sistematik biçimde ifade olunmasının hukuki süreçte de daha etkili olabileceği kanaatindeyiz.