Ziynet Eşyaları Ya da Bedeli Talebi Davasında Salt Tanık Beyanları ile Dava Kabul Edilemez.

Ziynet Eşyaları Ya da Bedeli Talebi Davasında Salt Tanık Beyanları ile Dava Kabul Edilemez.

Ziynet Eşyaları Ya da Bedeli Talebi Davasında Salt Tanık Beyanları ile Dava Kabul Edilemez.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2010/6-734

K. 2011/17

T. 2.2.2011

• ZİYNET EŞYALARI YA DA BEDELİ TALEBİ ( Soyut ve Duyuma Dayalı Tanık Beyanlarıyla Davanın Kabul Edilemeyeceği - Davacının vs. Delillere de Dayandığı/Yemin Delilini de Kapsadığı Davalıya Yemin Teklif Edip Etmeyeceği Sorularak Sonucuna Göre Karar Vermek Gerektiği )

• YEMİN DELİLİ ( Davacı vs. Delillere de Dayandığından Davalıya Yemin Teklif Edip Etmeyeceği Sorularak Sonucuna Göre Karar Vermek Gerektiği - Ziynet Eşyası Olmadığı Taktirde Bedelinin Tahsili Davası )

• TANIK BEYANLARIYLA DAVANIN KABUL EDİLEMEYECEĞİ ( Soyut ve Duyuma Dayalı/Ziynet Eşyaları Ya da Bedeli Talebi - Davacı vs. Delillere de Dayandığından Davalıya Yemin Teklif Edip Etmeyeceği Sorularak Sonucuna Göre Karar Verileceği )

• YEMİN TEKLİFİ ( Ziynet Eşyaları Ya da Bedeli Talebi - Davacının vs. Delillere de Dayandığı/Davalıya Yemin Teklif Edip Etmeyeceği Sorularak Sonucuna Göre Karar Vermek Gerektiği )

ÖZET : Davacı kadın ziynet eşyalarının eşi tarafından elinden alınarak bozdurulduğunu iddia etmişse de bu konuda dinlettiği tanıklarının görgüye dayalı net ve kesin beyanları bulunmadığı gibi evi terkederken sözü edilen ziynet eşyalarının zorla elinden alındığını veya götürmesine engel olunduğunu, bunların müşterek konutta kaldığını da kanıtlayamamıştır.

Mahkemece soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına değer verilerek davanın kabulü doğru değil ise de davacı dava dilekçesinin deliller bölümünde vs. delillere de dayandığından bunun yemin delilini de kapsadığı sonucuna varılarak davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre bir karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki “Ziynet eşyasının aynen, olmadığı taktirde bedelinin tahsili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan 2. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.01.2009 gün ve 2008/369 E., 2009/63 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.10.2009 gün ve 8185-8650 sayılı ilamı ile;

( ... Dava, ziynet eşyasının aynen, olmadığında bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 1 gramise, 2 künye, 2 yüzük, 1 küpe, 1 saat, 20 adet bilezik ve 113 adet çeyrek altının evlilik birliği içerisinde rızası hilafına elinden alınarak bozdurulduğunu ve geri verilmediğini iddia etmiş; davalı ise davacının evden ayrılırken sözü edilen ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğünü savunmuştur.

Altın ve ziynet eşyaları kolay saklanan taşınabilen ve götürülebilen nitelikte eşyalardandır. Hayatın olağan akışına göre bu tür eşyaların kadının üzerinde olması ve evden ayrılırken de yanında götürmüş olması esastır.

Olayımızda davacı kadın ziynet eşyalarının eşi tarafından elinden alınarak bozdurulduğunu iddia etmişse de bu konuda dinlettiği tanıklarının görgüye dayalı net ve kesin beyanları bulunmadığı gibi evi terkederken sözü edilen ziynet eşyalarının zorla elinden alındığını veya götürmesine engel olunduğunu, bunların müşterek konutta kaldığını da kanıtlayamamıştır.

Mahkemece soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına değer verilerek davanın kabulü doğru değil ise de davacı dava dilekçesinin deliller bölümünde vs. delillere de dayandığından bunun yemin delilini de kapsadığı sonucuna varılarak davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 02.02.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13