Yabancı Mahkemece Verilmiş Boşanma Kararı Sonrası Mal Rejiminin Tasfiyesi Talebinde Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı

Yabancı Mahkemece Verilmiş Boşanma Kararı Sonrası Mal Rejiminin Tasfiyesi Talebinde Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı

Yabancı Mahkemece Verilmiş Boşanma Kararı Sonrası Mal Rejiminin Tasfiyesi Talebinde Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı

Yabancı Mahkemece Verilmiş Boşanma Kararı Sonrası Mal Rejiminin Tasfiyesi Talebinde Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı

Yabancı mahkemelerce verilen kesin ilamların Türkiye'de icra olunabilmesinin yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı olduğu,

Tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşlerin yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılacağı ve tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliğinin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihle sona ermiş kabul edileceği,

Bir alacak davası olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, zamanaşımı süresinin boşanmanın malî sonuçlarına bağlı dava haklarının kullanılabilir hâle geldiği tanıma-tenfiz kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlatılması gerektiği hakkında.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2020/4**9 K.2021/4**0 T.27.05.2021 Sayılı Kararı

“DAVA : 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Aksaray 3. Aile Mahkemesi'nin 17.01.2020 tarihli ve 2019/150 Esas, 2020/26 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR:

 Davacı ... vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile 500,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı ... vekili, zamanaşımının dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Aksaray 3. Aile Mahkemesince, yurtdışı boşanma kararının 06.10.2000 tarihinde kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebi esastan reddedilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK madde 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.

Mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesine göre, on yıl olarak kabul edilmektedir. Yargıtay'ın ve Dairemizin görüşü bu yöndedir.

Çözüme kavuşturulması gereken husus, zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte mi yoksa, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihte mi başlayacağıdır.

Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun mad.50). Kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi, tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine (5718 Sayılı MÖHUK mad.58/1), kesin hüküm veya kesin delil etkisi ise yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (5718 Sayılı MÖHUK mad.59).

Karşılığı Mülga 2675 Sayılı Kanun'da bulunmayan 5718 Sayılı MÖHUK'un 59. maddesi, yabancı mahkemelerce verilen kararların maddi hukuk bakımından ülkemizde hüküm ifade etmeye başlayacağı tarihi göstermeye ilişkindir. Söz konusu yasal düzenlemeyle, özellikle Ticaret, Borçlar, Miras ve Aile Hukuku yönünden belirsizliği ortadan kaldırmak adına önemli eksiklik giderilmiştir.

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. MÖHUK'un 59. maddesiyle getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri mal varlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır. Bu düzenlemeyle, yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarih ile tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarih arasındaki ara dönemdeki belirsizlik ortadan kaldırılmıştır.

Aksi düşünceyle, on yıllık zamanaşımı süresini yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte başlatmak; tanıma tenfiz kararı verilene kadar geçen sürede eşler, Türk Kanunlarına göre halen evli sayılacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye'de açılacak tazminat, nafaka, velayet ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarından yararlanma imkanı olmayacak, açılmış davaların da görülebilirlik ön koşulu (evlilik devam ettiğinden) gerçekleşmediğinden reddedilmesi sonucu ile karşılaşılacaktır. Başka bir anlatımla, tanıma tenfiz kararından önceki ara dönemde, taraflar boşanmaya bağlı diğer dava haklarını kullanamayacak, ancak zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Tanıma tenfiz kararından sonra açılacak davalarda ise zamanaşımı, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başlatılmış olacağından zamanaşımının geçmiş olması olasılığı ile karşılaşılacaktır. Bu görüş, hak sahibinin haktan yararlanmasına izin verilmeden, zamanaşımını işletmeye başlatmak demektir ve hak arama yolunun kapatılması anlamına gelir. Katılmadığımız bu görüş TBK'nin 149/1. ve 153/6. maddelerine de aykırıdır.

İleri sürülmesi zamanaşımına bağlanan hakların kullanılmasında, zamanaşımı, söz konusu hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihte başlar. Bir hak kullanılabilir duruma gelmeden zamanaşımı işletilemez. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, Dairemizce on yıllık zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten başlatılmasına yönelik önceki uygulamasından vazgeçilerek, tanıma tenfiz kararının kesinleşmesinden itibaren işletilmesi kabul edilmiştir.

Somut olaya gelince; eşler, Almelo Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.006.2000 tarihli ve 06.10.2000 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşanmışlardır. Söz konusu ilam, Aksaray 1. Aile Mahkemesi'nin 29.02.2012 tarihli ve 2012/47 Esas, 2012/153 Karar sayılı, 25.04.2013 tarihinde kesinleşen kararıyla tanınmıştır. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin temyize konu dava 28.01.2019 tarihinde açılmıştır. Davaya ilişkin talepler 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve dava tarihleri itibariyle anılan zamanaşımı süresi geçmediği halde davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde, Mahkemece, iddia, savunma, toplanan ve toplanacak olan taraf delilleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : 

Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 Sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine, dosyanın ise İlk Derece Mahkemesi Aksaray 3. Aile Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13