Temiz Aşamasında Anlaşmalı Boşanma İradesinden Dönülmesi – Çekişmeli Boşanma

Kamu Davası Açılması Nedeni İle Yasaklılık Tesisinde Esas Alınması Gereken Tarih

Temiz Aşamasında Anlaşmalı Boşanma İradesinden Dönülmesi – Çekişmeli Boşanma

Temiz Aşamasında Anlaşmalı Boşanma İradesinden Dönülmesi

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/16819

K. 2015/3251

T. 2.3.2015

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Oluşan Karar Kesinleşinceye Kadar Eşlerin Bu Yöndeki Diğer Bir İfadeyle Gerek Boşanmanın Mali Sonuçları Gerekse Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönmesini Engelleyici Yasal Bir Hüküm Bulunmadığı )

• ÇEKİŞMELİ BOŞANMA ( Anlaşmanın Bozulması İle Anlaşmalı Boşanma Hükmü Bütünüyle Geçersiz Hale Geleceği - Bu Halde Anlaşmalı Boşanma Davasının "Çekişmeli Boşanma" Olarak Görülmesi Gerektiği )

• DELİLLERİN TOPLANMASI ( Boşanma - İddia ve Savunmanın Dayanağı Olarak İleri Sürülen Her Bir Vakıanın İspatını Sağlayacak Delillerini Sunmak ve Dilekçelerin Karşılıklı Verilmesini Sağlamak Üzere Süre Verilip Ön İnceleme Yapılarak Tahkikata Geçildikten Sonra Usulüne Uygun Şekilde Gösterilen Deliller Toplanarak Karar Vermek Gerektiği )

1086/m.439/2

4721/m.166/1-2

ÖZET : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak karar vermek gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir ( HUMK.md.439/2 ). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" ( TMK m. 166/1-2 ) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla, 02.03.2015 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz etmiştir.

Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; evliliğin en az bir yıl sürmüş olması koşuluyla, davalının 'davayı kabul' beyanı, 'evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılması' için gerekli ise de, boşanma kararı verilmesi için, yalın 'kabul' yeterli değildir. Bunun yanında, hakimin tarafları bizzat dinlemesi, irade beyanlarının serbestçe açıklandığına dair kanaate ulaşmış olması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması da şarttır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, boşanma davalarında yalın 'kabul', boşanma kararı verilmesi için yeterli değildir. Bunun yanında, hakimin tarafları bizzat dinlemesi, boşanma konusundaki irade beyanlarının serbetçe açıklandığına kanaat getirmiş olması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Somut olayda hakim tarafları bizzat dinlediğine, tarafların boşanma konusunda ki irade beyanlarının serbetçe açıklandığına ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemenin uygun olmadığına dair bir iddia ileri sürülmediğine göre, davalının 'davayı kabulü' hukuki sonuç doğurur.

Bu şartlara uygun kabul, tarafları da hakimi de bağlar. Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren 'irade beyanından' dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki ( hata, hile ve ikrah gibi ) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda ( bu son halde de, aykırılığın dair olduğu konuda ) bozulabilir.

Sayın çoğunluk, 'davalının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini' kabul etmektedir. Bu görüşe yukarda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur. Böyle bir yaklaşım, her türlü kötüye kullanmalara kapı açar ve Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesiyle getirilen düzenlemeyi etkisiz kılar. Olayda protokol şartlarına uygun hüküm tesis edilmiştir ve protokolde kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı bir şart da bulunmamaktadır. Öyleyse kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebep yoktur. Bu bakımdan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle bozma kararına iştirak edemiyorum.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13