Erkeğe Takılan Altının Erkeğe Ait Olduğu Hakkında

Erkeğe Takılan Altının Erkeğe Ait Olduğu Hakkında

Erkeğe Takılan Altının Erkeğe Ait Olduğu Hakkında;

Kadına özgü ziynet eşyalarının; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmaması durumunda, evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğinde olduğu, ancak;

Varlığı ispatlanan gremse, reşat, tam, yarım, çeyrek, gram altınların ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmadığı, hangi eşe takılmışsa o eşe ait olacağı, erkeğe takılan bu nevde altının erkeğe ait olacağı, hangi eşe ait olduğu ispat edilememesi halinde ise eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunu kabulü gerektiği hakkında.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 24.09.2020 Tarih, 2020/949 E. 2020/5378 K. Sayılı Kararı

DAVA:

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; birleşen davanın reddine dair kararın davalı/birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.09.2019 tarihli ve 2019/2681 Esas, 2019/8067 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı/birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR :

Davacı/birleşen dosyada davalı ... vekili, düğünde takılan takıların düğünden sonra vekil edeninden alınarak işletilmek üzere kuyumcuya verildiğini, altınların bir kısmı ve faiz getirisiyle evlenmeden önce vekil edeni adına alınan taşınmazın kredi borcunun ödendiğini, kuyumcu tarafından da bir miktar altınların karşılığında vekil edenine 10.000,00 TL gönderildiğini, ne kadar altın kullanıldığının, geriye kaç gram altının kaldığının bilinmediğini, takılan ziynet eşyalarının vekil edeninin kişisel malı olduğunu açıklayarak, söz konusu altınların aynen, olmadığı takdirde mislen, aksi takdirde fiilen ödeme zamanındaki değerinin vekil edenine ödenmesini talep ve dava etmiş; birleşen davanın reddini savunmuştur.

Davalı/birleşen dosyada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde de, davacı/birleşen dosyada davalı eş adına evlilik öncesinde vekil edeninin babası ve yengesi tarafından çekilen krediler ve konut kredisi kullanılarak ev satın alındığını, kredilerin taksitlerinin babası tarafından, konut kredisi taksitlerinin de kuyumcudan altın karşılığı alınan para ile ödendiğini açıklayarak, davacı/birleşen dosyada davalı kadın adına alınan 23 numaralı bağımsız bölüm nedeniyle 70.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, düğünde takılan ziynet eşyalarının kadına ait olduğu, altın bedelinin karşılığı olarak kuyumcu tarafından 10.000,00 TL'nin kadına gönderildiği, bunun dışındaki altın bedellerinin koca veya babası Rasim'e verildiği, bu altınların bedelinin bir kısmı ile kadın adına satın alınan 23 numaralı bağımsız bölüm için kullanılan konut kredisi taksitlerinin ödendiği, kalan altın bedelinin davacıya ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediğinden asıl davada 6.819,00 TL ziynet alacağının davalı/birleşen dosyada davacıdan tahsiline, birleşen davanın ise, kocanın taşınmazın alınmasında katkısının varlığını ispatlayamadığı, konut kredisi taksitlerinin de ziynetlerle ödendiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı/birleşen dosyada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yerel Mahkeme kararı, Dairenin 25.09.2019 tarihli ve 2019/2681 Esas, 2019/8067 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Davalı/birleşen dosyada davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir ( 6100 Sayılı HMK mad.33 ). İddianın ileri sürülüş şekline göre asıl dava, ziynet eşyasının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili, birleşen dava ise, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.

  1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
  2. Davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin ziynet alacağı ve ziynetlerle ödenen konut kredisi nedeniyle artık değere katılma alacağı yönünden diğer itirazlarının incelenmesine gelince;

Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür ( TMK mad.6 ). İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir ( HMK mad.190 ). İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. ( HGK. 19.02.1997 tr. 1996/710 E. 1997/72 K., 26.06.2013 tr. 2012/1137 E. 2013/879 K. ) Buna göre, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının ve ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiğinin veya davalı koca tarafından rızası dışında davacıdan alındığının ispatı davacı kadına aittir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraf ve tanık beyanları, kuyumcudan alınan altın miktarını içeren belgelere göre ziynet eşyalarının varlığı ve ziynetlerin kuyumcuya işletilmesi için bırakıldığı, altınların karşılığı yapılan ödemelerin sadece 10.000 TL'sinin bizzat kadına, kalanlarının ise koca veya babası Rasim'e yapıldığı, yapılan ödemelerin bir kısmı ile konut kredisi taksitlerinin ödendiği sabit olup, Mahkemece ziynet eşyalarının kadına özgü ziynet eşyaları olup olmadığına yönelik yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı, gerekçede de bu hususta bir değerlendirmede bulunulmadığı anlaşılmakla, Daire'nin 25.09.2019 tarihli ilamında ‘taşınmazın edinilmesinde kullanılan davacı/birleşen dosyada davalı ... tarafından çekilen ve evlilik birliği içinde ödenen banka kredisinin taksitlerinin davalı/birleşen dosyada davacı ...'in de kabul ettiği üzere davacı/birleşen dosyada davalı ...'ın kişisel malı ( ziynetleri ) ile ödendiğinden ( TMK madde 220/4. bent ) artık değer, dolayısıyla katılma alacağı olmayacağı' belirtilerek kuyumcuya teslim edilen ziynet eşyalarının tamamının kadının kişisel malı kabul edilmesi hatalı olmuştur.

Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir ( TMK madde 1, 6, 220/1-1, 222/1, HMK madde190, YHGK'nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 Sayılı kararı ). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır ( TMK madde 222/2 ).

Somut olayda, varlığı ispatlanan tel bilezik ve işlenmiş bilezikler kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan gremse, reşat, tam, yarım, çeyrek, gram altınlar ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğu ispat edilememesi halinde onların eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir.

O halde mahkemece yapılacak iş, taraf tanıklarından eşler arasında ziynet eşyalarına yönelik bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadına özgü olan ziynet eşyalarının kişisel mal olmadığının davalı koca, kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının kişisel mal olduğunun ise davacı kadın tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması halinde sonucuna göre, aksi halde kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilerek ziynet alacağı ve ziynetlerle ödenen konut kredisi nedeniyle artık değere katılma alacağının belirlenmesi olmalıdır. Davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususun temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırıldığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüyle hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda ( 2 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin karar düzeltme itirazları kısmen yerinde görüldüğünden, 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 Sayılı HUMK'un 442. maddesi gereğince kabulüyle Daire'nin 25.09.2019 tarihli ve 2019/2681 Esas, 2019/8067 Karar sayılı onama ilamının “ziynet alacağı ve ziynetlerle ödenen konut kredisi nedeniyle artık değere katılma alacağı” yönünden kaldırılmasına, yukarıda açıklanan gerekçeyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı/birleşen dosyada davacı ... vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda ( 1 ) numaralı bentte gösterilen sebeplerle reddine, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 24.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13