Nafaka Borçlusunun Birbirini Takip Eden Tarihlerde Yaptığı Ödemeler
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/22641
K. 2010/3781
T. 19.2.2010
• İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI ( Nafaka Borçlusunun Birbirini Takip Eden Tarihlerde Yaptığı Ödemelerde Nafakaya İlişkindir Kaydı Olmasa Dahi Ödemelerin Nafakaya İlişkin Olduğunun Kabul Edileceği - Borçlunun Ödenen Miktar Kadar Borçtan Kurtulacağı )
• NAFAKA BORCUNA DAİR YAPILAN ÖDEMELER ( Nafaka Borçlusunun Birbirini Takip Eden Tarihlerde Yaptığı Ödemelerde Nafakaya İlişkindir Kaydı Olmasa Dahi Ödemelerin Nafakaya İlişkin Olduğunun Kabul Edileceği - Borçlunun Ödenen Miktar Kadar Borçtan Kurtulacağı )
• TEDBİR NAFAKASI ( Borçlusunun Birbirini Takip Eden Tarihlerde Yaptığı Ödemelerde Nafakaya İlişkindir Kaydı Olmasa Dahi Nafaka Dışındaki Bir Alacağa İlişkin Olduğu İspat Edilmediği Sürece Ödemelerin Nafakaya İlişkin Olduğunun Kabul Edileceği )
ÖZET : İtirazın kaldırılması davasında; nafaka borçlusunun birbirini takip eden tarihlerde yaptığı ödemelerde "nafakaya ilişkindir" kaydı olmasa da, açıkca alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, söz konusu ödemelerin nafaka ödemesi olduğu açıkca alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece,ve borçlunun ödenen miktar kadar borçtan kurtulacağı kabul edilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temziyen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacakların takibine dayanarak yaptığı 09.07.2008 tarihli tedbir kararı gereğince, 04.04.2008 tarihinden itibaren takip alacaklısı kadın için aylık 2.500.-TL. müşterek çocuklardan her biri için aylık 2.000.-TL. tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu bir takım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir. İtirazın kaldırılması aşamasında mahkemece Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yaptırılarak, ödeme belgelerinde “nafakaya ilişkindir” kaydını taşımayanlar nazara alınmayacak yazılı şekilde sonucu görülmektedir. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun somut olayda, gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yaptığı bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağına kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödemedir. Açıklanan nedenlerle Dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve az yukarıda belirlenen ilkeler kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin, açıkca alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gereğinden, yeniden alınacak ek rapor sonunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazların kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.