Kadastro Tespitine İtiraz Davası
T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/4414
K. 2007/7021
T. 28.5.2007
• KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ DAVASI ( Devletleştirilen Ormanların İadesi İçin Gerekli Olan Koşulların Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Tespit Edileceği )
• ORMANLARIN DEVLETLEŞTİRİLMESİ ( Kadastro Tespitine İtiraz Davası - İade Koşullarının Oluşup Oluşmadığının Araştırılacağı )
• DEVLETLEŞTİRİLEN ORMANLARIN İADESİ ( Kadastro Tespitine İtiraz Davası - İade Koşullarının Oluşup Oluşmadığının Araştırılacağı )
ÖZET : Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Orman Kanunu ile ilgili değişiklik yasası gereğince bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir, oluşup oluşmadığı yönünde gerekli araştırma yapılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Kadastro sırasında, Tozman Köyü 117 ada 7 parsel sayılı 2827.73 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yetirle değildir. Keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi Servet Bölükbaşı tarafından Resmi belgelerin uygulanmasına dayalı olarak düzenlenen 17.07.2006 tarihli raporda, çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarında yeşil orman alanı içinde kaldığını ve sonuç olarak orman sayılan yerlerden olduğu bildirmiş ve ekli memleket haritasında taşınmazın konumunu yeşil alanda nokta şeklinde gösterilmiştir. Ayni bilirkişi tarafından düzenlenen 18.03.2007 tarihli ek raporda ise dava konusu taşınmazın daha önceki raporda belirtildiği gibi tanzim edilen memleket haritasında ayni konumda ve orman kapsamında kaldığı bildirildiği halde rapora ekli ölçekleri eşitlenmiş ve kadastro paftası ile çakıştırılmış orijinal-renkli memleket haritasında taşınmazın kısmen açık alanda kısmen yeşil alanda işaretlendiği gözlenmiştir. Dosyada mevcut ziraatçı bilirkişi Mustafa Uysal tarafından düzenlenen raporda da taşınmazın üzerinde 2 ocak kök kısmından sürgün vermiş 30 yaşlı incir ağacı, 2 adet 25 yaşlı erik ağacı, 4 adet 15 yaşlı elma ağacı, 2 adet 15 yaşlı badem ağacı,62 adet 10-70 yaşlı kiraz ağacı , 26 adet 305 yaşlı mahlep fidanı ve 9 adet 20 yaşlı zeytin ağacı olduğu bildirilmiş olup orman bilirkişi raporunda belirtilen genç meşe ve çam ağaçlarından bahsedilmemiştir. Orman bilirkişi rapor ve ek raporu ile ziraatçı bilirkişi raporu birbiri ile çelişkili olup bu raporlar dayanak alınarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı ve ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli ( renkli fotokopi ) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Musa Tunay'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde gerçek kişiye iadesine, 28.05.2007 günü oybirliği ile karar verildi