Gerekçe, sonucun mantık yönünden dayanağıdır veya diğer bir söyleyişle hakimi o sonuca götüren nedendir. Gerekçe, sonucun nedenini ve niçinini ortaya koymalıdır. Sonuç, gerekçesi ölçüsünde inandırıcı olacaktır. Gerekçe, sonucun denetlenebilmesini sağlar; sonuca varanı daha dikkatli olmaya yöneltir ve sonucun kamuoyunda daha çabuk kabul edilmesini sağlar. Gerekçenin bu yararlarının yanı sıra, sakıncaları da yok değildir. Örneğin, her zaman bir sonucu bir nedene dayandırmak ve bu nedeni açıklamak kolay olmayabilir. Bu zorluk, sonuca varacak olan kişiyi karar vermekten alıkoyabilir . Gerekçe, hükmün akla ve mantığa uygun biçimde açıklanmasıdır. Gerekçe, kararı aydınlatma, keyfiliği önleme ve tarafları tatmin etme amacına hizmet eder. Hakim, cezayı alt sınırdan tayin etse bile, gerekçe göstermek zorundadır .
Gerekçe; mahkemeyi mahkumiyete veya beraate yahut diğer kararları vermeye sevk eden amillerin karar metninde gösterilmesi ve bunların karşılaştırılarak, birinin diğerine ne sebeple tercih edildiğinin açıklanmasıdır. Hükümde gerekçe gösterilmemesi temyizde bozma sebebi olur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi kanuna muhalefet teşkil eder ve hükmün bozulmasını gerektirir.
Hükümlerin (ve kararların) gerekçeli olması Anayasa hükmü olduğu kadar, yargı denetimi bakımından da zorunlu bir husustur. Temyiz mercii kararın doğruluk derecesini, hükmün gerekçesinden (delillerin tartışılmasından) ve gerekçenin dosya içeriğine uygun olup olmamasından anlayacaktır .
Bunlardan başka, davanın tarafı olmayan hakim açısından da konuya bakılması gerekir. Hakim, hükmünü verene kadar, o konuda görüşünü ihzar edemez. Muhakeme boyunca susar,araştırır, delilleri değerlendirir, kanaatini oluşturmaya çalışır. Muhakemenin sonu, hakimin sözünü söylediği andır. O, bir kez konuşur ve onda da hükmünü bildirir. Hükmünün tutarlılığı, belli bir mantık silsilesinden geçmiş olması, takdirinin nedenlerinin hepsi gerekçeli kararda bulunmalıdır ki, hakim de kendisini ifade edebilsin. Muhakeme boyunca zihninden geçen düşüncelerin, ulaştığı vicdani kanaatin açıklanabildiği tek yer, gerekçeli karardır. O halde hakim, tarafların yanı sıra, kendisini de tatmin etmek için, kararlarını gerekçeli yazmalıdır..
Gerekçenin sağlıklı bir şekilde kaleme alınması çok önemlidir. Zira gerekçeden beklenen yararın gerçekleşmesi ancak bu sayede mümkün olacaktır. İdari yargı karar gerekçesinde özellikle iki tür gerekçenin yer alması gerekir. Bunlardan ilki karar açısından belirleyici olan bir takım olay ve vakıaları anlatan “maddi sebepler”, diğeri ise bu olay ve vakıaların hukuki değerlendirmesini içeren “hukuki sebepler” dir. Karar için belirleyici maddi olay ve vakıalar ifade eden maddi gerekçeler kısa ve açık şekilde ifade edilmelidir. Durumun kronolojik sıraya göre açıklanması kararın daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır. Hukuki gerekçe ise yöneldiği hukuki sonucu ve arkasından da dayandığı temel sebebi gösterir, Kararın dayandığı hukuki hükümler bilinen hükümler değilse kararda zikredilmelidir.
Gerekçenin yazılışında taraflarca ya da herkesçe bilinen tartışmasız olan konuların belirtilmesinden ; olayın tamamının anlatılmasından kaçınılmalı, herkesin bilmeyebileceği önemli hususlara işaret edilmelidir. Önemli olan kararda belirleyici olan hususların açık ve anlaşılabilir olarak ortaya konulmasıdır. Gerekçenin açık ve anlaşılabilir olmasından söz edebilmek için şu özellikleri taşıması gerekir .