İdari Yargı Kararlarının Gerekçelerinin Bağlayıcılığı*

İdari Yargı Kararlarının Gerekçelerinin Bağlayıcılığı*

AİHM, Yunanistan’la ilgili kararlarından birisinde, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını, adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak nitelendirmiştir. Olayda bir Yunan subayı olan şikayetçi , askeri sırları açığa vurma ithamıyla askeri mahkeme tarafından mahkum edilmiştir. AİHM kararında , Yunanistan Anayasasında tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının öngörüldüğü, ancak bu hükmün uygulanmasının askeri mahkemelerin kararları için özel bir kanun çıkartılması şartına bağlandığı ve böyle bir kanunun da henüz kabul edilmediği dikkate alınarak , Yunan Yargıtayının, gerekçeli olmayan askeri mahkeme karalarını gerektiği gibi denetleyemeyeceği ifadesiyle , bu hususun adil yargılanma kavramıyla bağdaşmayacağı sonucuna varmıştır. Mahkemeye göre akid devletler yargı sistemlerini 6. maddenin gereklerine uydurmak hususunda geniş bir takdir yetkisine sahip olmakla birlikte , mahkemeler, kararlarının dayandığı gerekçeleri mutlaka yeterli açıklıkta belirtmek zorundadır. AİHM’e göre, başvurucunun sadece duruşmada duyabildiği ve edinebildiği bilgilerle, Yargıtay’a başvurmuş olması, onun adil yargılanma hakkını ihlal edecek niteliktedir. Yüksek Mahkemeye göre, ancak gerekçe sayesinde sanık kendisine verilmiş olan temyiz hakkını işlevsel biçimde kullanabilir. Gerçekten, gerekçe bildirilmeden temyiz süresinin dolmasına olanak tanıyan bir düzenleme, adil yargılanma hakkını ihlal edecek niteliktedir. Böyle bir düzenleme, kanun yolu güvencesini işlevsiz kılar ..

Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi, BM Genel Kurulu’nun 16 Aralık 1966 tarihli ve 2200 A (XXI) sayılı kararıyla kabul edilmiş ve 23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, insan hakları ve demokratikleşme konusunda evrensel normları belirleyen en önemli uluslararası belgelerden biri olarak kabul edilen bu sözleşmeyi, 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalamıştır. Sözleşmenin 14’ncü maddesi “Adil yargılanma hakkı”nı düzenlemektedir . Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi, AB vatandaşlarının temel haklarını ve AB’nin vatandaşlarına karşı sorumluluklarını düzenlemektedir. Belge 13-14 Ekim 2000’de Fransa’nın Biarritz kentinde gerçekleşen AB zirvesinde, devlet ve hükümet başkanlarının bilgisine sunuldu ve kabul gördü. Temel Haklar Şartı, 7-8 Aralık’taki “Nice Zirvesi”nde onaylandı. Şartın VI’ncı Bölümü Adalet başlığını almıştır. Burada da adil yargılanma hakkından, dolayısıyla gerekçeden bahsedilmektedir .

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A (III) sayılı kararı ile benimsenmiş ve ilan edilmiştir. Türkiye’de de 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 numaralı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Beyannamede kişilerin tarafsız ve yansız bir mahkemede açık ve hakça yargılanması istenmektedir . İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin olarak 20 Mart 1950’de, Roma’da imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 3 Eylül 1952’de yürürlüğe girdi. Türkiye, Sözleşmeyi 18 Mayıs 1954’de onayladı. Sözleşmede adil yargılanma hakkı geniş bir biçimde 6’ncı maddede düzenlenmektedir .

Yukarıdaki sözleşmelerde yer alan adil yargılanma hakkının yanı sıra, kimi sözleşmelere göre kurulan milletlerarası mahkemeler için de bazı koşullar aranmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 45’nci maddesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hükümlerinin ve kararlarının gerekçeli olması düzenlenmiştir . Birliğin en üst yargı organı durumunda bulunan AİHM’nin karar ve hükümlerinin gerekçeli olması aranmaktadır.

Birleşmiş Milletler Antlaşması (BM Şartı), aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 51 ülke tarafından 26 Haziran 1945’de imzalandı, 24 Ekim 1945’de yürürlüğe girdi. BM Şartında düzenlenen ve BM’nin mahkemesi durumunda olan Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 56’ncı maddesi şu şekildedir:

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13