İdari Yargı Kararlarının Gerekçelerinin Bağlayıcılığı*

İdari Yargı Kararlarının Gerekçelerinin Bağlayıcılığı*

Ancak genel etki bu nispeten dar alanda kalmaz. İptal; kararının uygulanması dolayısıyla işlemin yönelmemiş olduğu kişilere ve; işlemlere ve de dolaylı olarak, ilgili işlemlere de etki ulaşabilir…İptal kararının etkisinin genelliği ilkesi kişisel işlemler için de geçerlidir…Etkinin genelliği bakımından önemli olan işlemin genel ya da kişisel oluşu değil, işlemin iptalinin objektif oluşu ve işlemle ilgili olan herkesi etkileyeceğidir…Benzer işlemlerin (aynı sakatlığı taşıyan işlemler) dayandığı temel işlem iptal edilmiş ise, işlemler arasındaki benzerlik ilişkisine eğilmek; gereği olmadan, sonuç işlemler dayanağı kalmadığından iptal; ettirilebilir…Asıl ilginç sorun, benzer işlemlerden birine karşı dava açılmış ve iptal kararı alınmış iken, diğerlerine karşı dava süresi geçirilmiş ise ortaya çıkacaktır…iptalin benzer işlemlere etki yapması, eşitlik ilkesi ve iptal kararının genel etkisi bakımından da zorunludur. Genel etki kabul olunmaz ise, dava açarak iptal kararı elde etmiş olanlar dava süresini geçiren benzerlerine karşı bir ayrıcalık elde etmiş olacaklardır. Oysa idarenin sakatlığı anlaşılmış benzer işlemleri ortadan kaldırma görevi, benzer durumlarda herkese eşit davranma görevinin de bir gereğidir…”özetlemek gerekirse: Benzer sakatlıkları taşıyan işlemlerden birinin iptal edilmesi, diğerlerinin de sakat olduklarını ortaya koyar. Bu durumda idarenin görevi, ilgililerin dava açmasını beklemeden, onları çeşitli külfetlere katlanma zorunda bırakmadan, kendiliğinden durumu düzeltmek, sakat işlemleri ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu görevini yerine getirmezse, her ilgili, idareden bu görevini yerine getirmesini isteyebilir ve işleme karşı dava süresi geçmiş de olsa red işlemlerinin iptalini elde edebilir…”

AYİM, İptal kararının objektif niteliği dikkate alınarak, benzer işleme muhatap olan davacının açtığı muvazzaf subaylığa nasıp işleminin geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemli davada, benzer işlemlerin dayanağı olan geri alma kararnamesi de evvelce iptal edildiğinden; kamu düzeni “sürenin” değil, objektif mahiyetteki iptal kararının esas alınmasını gerektirdiğine ve artık davada süre zamanaşımı olduğu def’inin ileri sürülemeyeceğine karar vermiştir . Ancak AYİM’nin aksi yönde kararları da mevcuttur .

Bazı durumlarda idarenin iptal kararlarını yerine getirebilmesi için , iptal edilen işlemle ilgili olanların hukuksal durumlarında değişiklik yapması gerekir. İdare aktif bir duruma geçerek kararın uygulanması için bir dizi işlem ve eylemler yapması gerekir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki , idarenin yükümlülükleri , iptal edilen işlemin niteliğine göre çok değişkendir. Bu yüzden genel kurallar koymak olanaksızdır .

İptal kararları , iptal edilen işlemi ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır. İdare bu kararlara uymak ve bu kararların gereklerini yerine getirmek zorundadır. İdare bu yönde eylem ve işlem yaparken kararın içeriğine ve amacına uygun davranmak zorundadır . Bu yüzden iptal kararlarının içeriği ve gerekçesi , idareyi duraksamaya sokmayacak açıklıkta olmalıdır.

Gerekçenin bağlayıcılığı ve idareye yol gösterici niteliği hakkında Danıştay’ın 1986 tarihli bir kararı ilginçtir. Olayda bir naklen atama işlemi üç hakimli bir mahkemede oy çokluğu ile iptal edilir. Üyelerden biri olayı naklen atama olarak nitelendirip iptalini istemiş, diğer üye diğer üye geçici görevlendirme olarak nitelendirip iptalini istemiş, başkan ise naklen atama olarak nitelendirip davanın reddi yönünde oy kullanmıştır. Danıştay bu kararı bozarken şu gerekçeyi ileri sürmüştür. “…maddi olayın nitelendirilmesinde ve gerekçede birlik olmadığına göre , yalnızca hüküm fıkrasındaki birleşmeye bakılarak ortada teknik anlamda bir yargı kararının varlığından söz edilemez. Bu kararı uygulamak ve kararın gerekçesine göre yeni bir işlem tesis etmek zorunda olan idare yönünden, hangi gerekçeyle iptal edildiğini çözmek zordur. Oysa iptal kararının açık ve anlaşılır gerekçeye dayanması , iptal nedenlerinin tek tek kararda gösterilmesi ve kararı idareyi duraksamaya sokmayacak ve idareye yol gösterecek bir içerik taşıması gerekir…”

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13