Hakimin Yargısal Faaliyetleri Nedeniyle Sorumluluğuna Dayalı Tazminat Davası
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2010/4-439
K. 2010/446
T. 6.10.2010
• TAZMİNAT DAVASI ( Hakimin Yargısal Faaliyetleri Nedeniyle Sorumluluğuna Dayalı - Mahkemelerce Verilen Kararlara Karşı Yasa Yolları Düzenlemiş Olup Salt Kararın Leh veya Aleyhte Olması Yasanın Açık Hükmüne Aykırılık Olarak Değerlendirilemeyeceği )
• HAKİMİN SORUMLULUĞUNA DAYALI TAZMİNAT DAVASI ( HUMK’nun 573-576. Md.lerinde Düzenlendiği - Salt Kararın Leh veya Aleyhte Olması Yasanın Açık Hükmüne Aykırılık Olarak Değerlendirilemeyeceği )
• YASA YOLLARI ( Hakimin Hukuki Sorumluluğu HUMK’nun 573-576. Md.lerinde Düzenlendiği - Salt Kararın Leh veya Aleyhte Olması Yasanın Açık Hükmüne Aykırılık Olarak Değerlendirilemeyeceği )
ÖZET : Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları HUMK.nun 573-576. maddelerinde düzenlemiş bulunmaktadır. HUMK m.573/b.1-7'de ise, sorumluluk nedenleri gösterilmiştir. Buna göre, kasıtlı olarak ve kanuna aykırı karar verilmesi; kanunun açık hükmüne aykırı karar verilmesi; yargılama tutanağında bulunmayan bir hususun hükme esas alınması; yargılama tutanakları veya kararların değiştirilerek hüküm kurulması; menfaate dayalı olarak karar verilmesi; hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması ve görevin ifasında ihmal veya terahi gösterilmesi, hakimin hukuki sorumluluğunu gerektirmektedir. Yasa'da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Somut olayda, davalı hakimin sorumluluğuna dayanak yapılan olgular; sağlık durumuna ilişkin kişisel bilgilerin, yetkili makam kararı ve rıza bulunmaksızın açıklanması ile yasaya aykırı eylem nedeniyle soruşturma izni verilmemesi gerekçeleriyle dava dışı kişiler hakkında açılan davanın reddedilmiş bulunmasıdır. Bu durumun, yasanın açık hükmüne aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemelerce verilen kararlara karşı yasa yolları düzenlemiş olup; salt kararın leh veya aleyhte olması, yasanın açık hükmüne aykırılık olarak değerlendirilemez. Dava konusu yapılan hususlar, temyiz nedeni olarak ileri sürülebilir. Şu durumda, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez. Davanın, açıklanan bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince ;
( ... Davacı, dava dilekçesinde; kısıtlanması istemi ile Manisa C.Başsavcılığı tarafından açılan davanın Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 13/08/2008 gün ve 2008/685-984 sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın Manisa C.Başsavcılığı tarafından Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması gerektiği ileri sürülerek temyiz edildiğini, kendisinin Manisa İl Sağlık Müdürlüğü'ne verdiği dilekçe ile Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasının gerekli olup olmadığını sorduğunu ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yazılı bir cevap verilmesini istediğini, Manisa İl Sağlık Müdürlüğü'nün şahsına gönderdiği 17/10/2008 tarihli yazı ekinde kendisi ile ilgili 12 adet sağlık kurulu raporunun fotokopisinin ve Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi'nin başhekim yardımcısı Turgut Işık'ın yazdığı 5 sayfalık görüş yazısının da gönderildiğini, başhekim Ahmet Ayer'in de 5 sayfalık görüş yazısı ile ekinde bulunan 12 adet rapor örneklerini 17/10/2008 tarihli yazıya ekleyerek imzalayıp Manisa İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderdiğini, böylece her ikisinin de Hasta Hakları Yönetmeliği'ne ve Bilgi Edinme Kanunu'na aykırı davrandıklarını, Yıldız Karakuş'un da soruşturma açılmaması yönünde rapor düzenlediğini, bu nedenle Turgut Işık, Ahmet Ayer ve Yıldız Karakuş aleyhine manevi tazminat davası açtığını, Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/2 esasına kaydı yapıldığını, ancak davalı hakimin davayı reddettiğini, hakim ile aralarında tartışma geçtiğini, haklı davasının reddinin yasalara ve anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 15.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Cevap dilekçesinde, davanın baskı oluşturmaya yönelik bulunduğu; asıl dava dosyasında verilen karar hakkında henüz yasa yoluna başvurulmadığı ve kararın doğruluğunun veya yanlışlığının temyiz incelemesi sonucunda anlaşılacağı belirtilerek davanın reddedilmesi; davacının, uygun miktarda para cezası ve manevi tazminata mahkum edilmesi talep olunmuştur.
Manisa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nin 26/10/2009 tarih ve 2009/2-340 sayılı dosyasının, temyiz istemi üzerine dairemizin 2010/2472 esas numarasına kaydedildiği ve temyiz incelemesi için sırasında bulunduğu anlaşılmış; söz konusu dosya da incelenmiştir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları HUMK.nun 573-576. maddelerinde düzenlemiş bulunmaktadır. HUMK m.573/b.1-7'de ise, sorumluluk nedenleri gösterilmiştir. Buna göre, kasıtlı olarak ve kanuna aykırı karar verilmesi; kanunun açık hükmüne aykırı karar verilmesi; yargılama tutanağında bulunmayan bir hususun hükme esas alınması; yargılama tutanakları veya kararların değiştirilerek hüküm kurulması; menfaate dayalı olarak karar verilmesi; hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması ve görevin ifasında ihmal veya terahi gösterilmesi, hakimin hukuki sorumluluğunu gerektirmektedir. Yasa'da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Somut olayda, davalı hakimin sorumluluğuna dayanak yapılan olgular; sağlık durumuna ilişkin kişisel bilgilerin, yetkili makam kararı ve rıza bulunmaksızın açıklanması ile yasaya aykırı eylem nedeniyle soruşturma izni verilmemesi gerekçeleriyle dava dışı Turgut Işık, Ahmet Ayer ve Yıldız Karakuş hakkında açılan davanın reddedilmiş bulunmasıdır. Bu durumun, yasanın açık hükmüne aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemelerce verilen kararlara karşı yasa yolları düzenlemiş olup; salt kararın leh veya aleyhte olması, yasanın açık hükmüne aykırılık olarak değerlendirilemez. Dava konusu yapılan hususlar, temyiz nedeni olarak ileri sürülebilir. Şu durumda, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez. Davanın, açıklanan bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddi halinde, davalı istemese dahi yararına manevi tazminat takdir edilmesi HUMK.nun 576. maddesi hükmü gereğidir. Yasa koyucu, aleyhine hukuki sorumluluk davası açılan hakimin; davanın reddi durumunda tazminat isteği bulunduğunu kabul etmiştir. Dava konusu yapılan iddianın niteliği ve taraflarla ilgili diğer olgular göz önünde tutularak; davacıdan 500,00 TL manevi tazminatın alınarak davalıya verilmesi uygun bulunmuştur.
Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1-HUMK.nun 573. maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın REDDİNE,
2-HUMK.nun 576/2. maddesi uyarınca takdiren 600,00 TL idari para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesine,
3-HUMK.nun 576/2. maddesi gereğince davalı yararına takdir edilen 500,00 TL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı aleyhine hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 29,70 TL nispi karar ve ilam harcı ile davanın reddi nedeniyle alınması gereken 17,15 TL maktu karar ve ilam harcı toplamı olan 46,85 TL'nin peşin alınan 202,50 TL'den düşümü ile kalan 155,65 TL'nin istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına... ),
Dair oybirliği ile verilen 13.04.2010 gün ve 2009/20-2010/4 sayılı kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz dilekçesi incelendi:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4 Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı ( 38,80 ) TL. harcın temyiz edenden alınmasına, 06.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.