Devlet Ormanı Olmadığı Nedeniyle İtiraz Davası

Devlet Ormanı Olmadığı Nedeniyle İtiraz Davası

Devlet Ormanı Olmadığı Nedeniyle İtiraz Davası

T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/5989

K. 2003/6095

T. 29.9.2003

• ORMAN TAHDİDİNE İTİRAZ DAVASI ( Tapulama Dışı Bırakılan Tapulu Palamut Meşeliklerinin Devletleştirilmemesi Nedeniyle ve Devlet Ormanı Olmadığı Nedeniyle İtiraz Davası Açılabilmesi )

• DEVLETLEŞTİRİLMEYEN ORMANLAR ( Tapulama Dışı Bırakılan Tapulu Palamut Meşeliklerinin Devletleştirilmemesi Nedeniyle ve Devlet Ormanı Olmadığı Nedeniyle İtiraz Davası Açılabilmesi )

• KESİN HÜKÜM ( Daha Önce Taşınmazın Tapulama Dışı Bırakılmasına İlişkin Kadastro Mahkemesi Kararının Bu Davada Kesin Hüküm Oluşturmaması )

• KADASTRO MAHKEMESİ KARARI ( Daha Önce Taşınmazın Tapulama Dışı Bırakılmasına İlişkin Kadastro Mahkemesi Kararının Bu Davada Kesin Hüküm Oluşturmaması )

• DEVLET ORMANLARI ( Tapulama Dışı Bırakılan Tapulu Palamut Meşeliklerinin Devletleştirilmemesi Nedeniyle ve Dolayısıyla Devlet Ormanı Olmadığı İddiasıyla İtiraz Davası Açılabilmesi )

• ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ EDİLMESİ ( Tapulama Dışı Bırakılan Tapulu Palamut Meşeliklerinin Devletleştirilmemesi Nedeniyle ve Dolayısıyla Devlet Ormanı Olmadığı İddiasıyla İtiraz Edilmesi )

ÖZET : 5602 sayılı Tapulama Yasasının Yürürlüğü döneminde, orman olması nedeniyle kadastro mahkemesi kararı ile tapulama dışı bırakılan tapulu palamut meşeliklerinin, daha sonra yapılan orman kadastrosu sırasında 4785 sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince devletleştirilmediği ve dolayısı ile devlet ormanı olmadığı iddiası ile orman kadastrosuna itiraz davası açılabilir.

Daha önce taşınmazın tapulama dışı bırakılmasına ilişkin kadastro mahkemesi kararı bu davada kesin hüküm oluşturmaz.

DAVA :

Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak yörede ilk kez yapılan ve 25.2.1998 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında S...... Köyü 212 parsel sayılı olup da yöredeki 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda orman olarak tespit harici bırakılan taşınmazın orman sınırı içinde alınması ve orman sınırı içine alınan kısmın 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 212 parselin krokide ( C ) ve ( D ) ile gösterilen kesimlerinin 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılması işleminin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.

Çekişmeli 212 numaralı parselin tapuya dayalı olarak 1956 yılında yapılan tespitine Orman Yönetiminin itirazı sonucu Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 4.3.1960 gün 1957/103-52 E.K. sayılı kararıyla "orman olduğu tespit edilen bir yerin tescile tabi tutulamayacağı ve aidiyet ihtilafı da ileri de orman kadastrosu yapılırken halledilecek konu olduğundan dava konusu parselin tespit harici bırakılmasına...... orman kadastrosu yapıldığı sırada dava açmakta muhtariyetine" karar verilmiş, davalı gerçek kişilerin temyizi üzerine karar Yargıtay Yedinci Hukuk Dairesinin 14.7.1960 gün ve 1960/7071-6358 E.K. sayılı kararıyla "Dava konusu gayrimenkulun orman sayılan yer olduğu ziraat vekaletinin karşılık yazısında belirtildiğine, ormanların kadastrosu Orman Kanunu uyarınca mahsus komisyonlar tarafından ayrıca yapılacağına, mahkemece nizalı parselin orman olarak tespit harici bırakılması cihetine gidildiğine, tapuya müstenit iddiaların orman kadastrosu yapıldığı sırada münakaşa konusu olabileceğine göre, davalı kişilerin yerinde olmayan temyiz itirazların reddi ile hükmün onanmasına" karar verildiği ve kesinleştiği, bundan sonra 1996 yılında orman kadastrosunun yapıldığı ve çekişmeli 212 parselin tamamı önce orman sayılıp daha sonra dava konusu edilen krokide ( C ) ve ( D ) ile işaretli bölümlerinin nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, davacı gerçek kişinin 6 aylık süre içinde açtığı temyize konu dava ile 212 numaralı parselin sadece nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkarılan bu bölümlerinin özel mülk olarak adına tescili isteğiyle bu davayı açtığı ve mahkemece dayanılan Mart 1930 tarih 20 numaralı palamutluk ve palamutlu tarla cinsli tapunun bu bölümleri kapsadığı gerekçesiyle ( C ) ve ( D ) ile işaretli bölümler hakkında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılma kararının iptaline karar verildiği, tescil isteği hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.

Anlatılan şu duruma göre; davacının tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyması ve tapu kaydının kapsadığı alanın 4785 sayılı Yasa gereğince devletleştirme dışı kalması halinde bu davanın dinlenme olanağı bulunmaktadır. Aksi takdirde, daha önce görülen ve 212 numaralı parselin orman olarak tespit dışı bırakmasına ilişkin karar kesin hüküm niteliğinde olacağından bu dava dinlenmeyecektir. Mahkemece yapılan tapu uygulaması yetersizdir. Dairenin iade kararı üzerine Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden getirtilen ve çekişmeli parsele revizyon gören tapu kaydı T. Sani 1297 tarih 22 ve 23 numarada paylı olarak 1000 dönüm yüzölçümü ile oluşturulduğu, 1/6 payının T. Evvel 1320 tarih 62, 1/6 payının da aynı tarih 63 numaraya ifrazen ve tebdilen intikal edip sınırları değiştirilerek yine 1000 dönüm palamutlu tarla olarak tescil edildiği, yine diğer payın palamutlu tarla cinsiyle T. Sani 1297 tarih 28 ve 29 numarada kayıtlı iken ifrazen ve tebdilen 1000 dönüm palamutlu tarla olarak T. Evvel 1320 tarih 64 ve 65 numarada tescil edilmesinden sonra, bu iki tapu kaydının, Temmuz 1929 tarih 5 numarada birleştirilerek tescil edildiği, Temmuz 1929 tarih 5 numaraya geldi gösterilen, T. Evvel 1320 tarih 66 ve 67 numaralı 1150 dönüm yüzölçümlü palamutlu tarla tapu kaydına T. Sani 1297 tarihli kayıt geldi gösterilmişse de, T. Evvel 1320 tarih 66 ve 67 numaralı tapuların geldisinin T. Sani 297 tarihli ve 22, 23, 28 ve 29 numaralı kayıtlar olmadığı anlaşılmaktadır. Böylece ikisi biner dönüm ve birisi de 1150 dönüm yüzölçümlü ve cinsi de palamutlu tarla olan 3 adet tapu kaydının birleştirilerek 3150 dönüm yüzölçümüyle sınırları değiştirilip ve cinsi de tarla yazılarak Temmuz 1929 tarih 5 numarada İbrahim oğlu, Halil Ağa adına tescil edildiği daha sonra tapu maliki Halil Ağa'nın bu yeri 8 parçaya ayırarak Mart 1930 tarih 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ve 27 numarada yeni sınır ve yüzölçümleri ile sattığı bu ifraz kayıtlarından, Mart 1930 tarih 20 numaralı tapu kaydının dava konusu 212 sayılı parsel ile dava dışı orman olarak tespit harici bırakılan 210 ve 211 parsellere, yine ifraz kayıtlarından, Mart 1930 tarih 24 numaralı tapu kaydının komşu 218 numaralı parsellere revizyon gördüğü ancak, diğer ifraz kayıtlarının kadastro sırasında hangi parsellere revizyon gördüğü anlaşılamamaktadır.

Mahkemece, tapu kaydının ilk oluştuğu sınırlarla uygulanmadan son ifraz sınırları ile uygulandığı ve yerel bilirkişilerin tapu kaydının buraya uyar biçimindeki soyut içerikli beyanları esas alınarak hüküm kurulduğu görülmektedir.

O halde, davanın sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için T. Evvel 1320 daimi tarih 66 ve 67 numaralı 1150 dönümlü yüzölçümlü tapu kaydına her ne kadar T. Sani 1397 tarih 22, 23, 28 ve 29 numaralı tapu kayıtları geldi gösterilmişse de bu kayıtların T. Evvel 1320 daimi tarih 66 ve 67 numaralı tapu kayıtlarının geldisi olamayacağı gözönünde bulundurularak T. Evvel 1320 daimi tarih 66 ve 67 numaralı tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden istenmeli, yine Temmuz 1929 tarih 5 numaralı tapudan ifrazen tapuya tescil edilen Mart 1930 tarih 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ve 27 numaralı tapu kayıtlarının gittileri de yerel Tapu Sicil Müdürlüğünden, keza bu tapu kayıtlarının gittilerinin revizyon gördüğü parsellerinde tutanak örnekleri ile kadastroca oluşan tapu kayıtları getirtilmeli, bundan sonra çekişmeli parsel başında keşif yapılarak davacının dayandığı tapu kaydı ilk oluşturulduğu sınırlar ve ifraz sınırları yerine uygulanıp kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişilerin arz üzerinde gösterdiği sınırlar fen bilirkişi tarafından düzenlenecek birleşik haritada gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmalı, tapu kaydı değişir sınırlı olduğu ve sınırda kesinleşen devlet ormanı bulunduğu gözönüne alınarak tapu kaydının 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesine göre kapsamının yüzölçümüne değer verilerek belirleneceği gözetilmeli, gerektiğinde 3 adet kök tapunun kapsadığı parselleri dıştan çevreleyen parsellere ait tutanak örnek ve dayanakları dahi getirtilip bilirkişilerin sözlerinin doğruluğu denetlenmen, tapu kaydının sınırları yerel bilirkişilerce bilinemediği taktirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, orman bilirkişi raporunda en eski tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazın üzerindeki ağaçların cinsinin ne olduğu açıklanmadığından, seçilecek üç kişilik orman yüksek mühendisi ile yapılacak keşifte en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı yerine uygulanarak taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi ve kapalılık oranının ne olduğu konusunda ilmi verilere dayalı rapor alınmalı, 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddede sayılanlar dışında tüm ormanların devletleştirilmiş olduğu konusu da gözönünde bulundurularak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

Anılan yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine, 29.9.2003 günü oybirliği ile karar verildi.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13