Ticari Deftelerin Teslim ve İbraz Edilmesi ve Delil Niteliği
Ticari defterlerin teslim edilmesi ile ibraz edilmesi iki ayrı anlamı olan işlemdir.Eğer ticari defterlerin her tarafı incelenecekse o takdirde defterlerin teslimi söz konusudur. Teslim de ancak belirli hallerde yapılabilir. Bu haller miras, ortaklık ve iflasdır. Ticari defterler ile, saklanması mecburi olan diğer kağıtların teslimi, miras, ortaklık ve iflas işlerinde istenebilir ve teslim halinde defter, hesap ve kağıtların her tarafı gerek mahkeme ve gerek ilgililer tarafından incelenebilir.
İbraz halinde defterlerin her tarafı değil, sadece uyuşmazlık konusu işle ilgili kayıt ve belgeler incelenebilir. Yargılama sırasında haklı bir çıkarın varlığı ispat olunur ve mahkeme ibraz edilmesini zorunlu görürse, uyuşmazlık konusu işe ilişkin kayıtların sureti çıkarılmak veya bilirkişiye inceleme yaptırılmak üzere mahkeme kendiliğinden (re’sen) veya taraflardan birinin talebi üzerine bunların birine veya her ikisine ait defterler ile saklanması mecburi olan kağıtların ibraz edilmesini emredebilir. Eğer ibrazına karar verilen defter veya belgeler, ibraz kararını veren mahkemenin yargı çevresi dışında bulunuyorsa ve de bunların taşınmaları güçlük arzediyorsa, o takdirde bu defterlerin kanuna uygun olarak tutulup tutulmadıklarının ve bunların ibrazını gerekli kılan hal ve durumun bilirkişi aracılığı ile incelenerek sonucu gösterir bir zabıt varakası tutulması ve rapor alınması ve lüzumuna göre suretlerinin çıkarılıp gönderilmesi ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla yükümlü olan mahkemeden istenebilir.
Ticaret Hukuku açısından ticari defterler tacirler arasındaki davalarda delil olarak kullanılabilir.
Ticari Defterlerin Sahibi Aleyhine Delil Olması: Bir davada ispat yükü kendisine düşen taraf, iddiasını kanıtlamak için diğer tarafın tuttuğu defterlere dayanabilir. Taraflardan biri iddiasını sadece karşı tarafın defterleriyle ispat etmek istediğini beyan ederse, mahkeme karşı tarafa ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi için süre verir.
Karşı taraf, ticari defterlerini ibraz etmezse mahkeme defterlerin ibrazını istemiş olan tarafa iddiasının doğruluğu hakkında yemin verir. Kendisine yemin verilen taraf yemini kabul ederek yemin ederse, iddiasını kanıtlamış olur.
Defterlerini ibraz etmesi istenen taraf, defterlerini ibraz ederse;
1. İbraz edilen defterlerde, ileri sürülen iddia hakkında hiç bir kayıt yer almamışsa iddia ispat edilememiş sayılır. Başka kanıt da getirilemez ve dava reddolunur.
2. İbraz edilen defterlerde sadece defter sahibinin aleyhine kayıt varsa, bu kayıt defter sahibi aleyhine kesin delil oluşturur. Defter sahibi bundan sonra kendi defterlerinde yer alan kayıtların aksini ancak başka bir kesin kanıtla, örneğin borcunu ödemiş olduğunu karşı taraftan aldığı bir makbuzla ispat edebilir.
Tacir tutmak zorunda olduğu bütün defterleri tutmamış, tasdik ettirmemiş veya beyanname verme yükümünü yerine getirmemiş olsa bile tuttuğu defterlerdeki kayıtlar aleyhine delil olarak kullanılabilir.
3. İbraz edilen defterlerde, defter sahibinin hem lehine hem aleyhine kayıt varsa ve defterler kanuna uygun şekilde tutulmamışsa defterlerin sahibi lehine olan kayıtları dikkate alınmaz.
Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olarak kullanılabilmesi için, defterlerin kanuna uygun şekilde tutulmuş olmasına ve uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olmasına gerek yoktur.
Ticari Defterlerin Sahibi Lehine Delil Olması: Ticaret Kanunu ile tacirin tutmuş olduğu defterlerin belli şartlar altında kendi lehine delil oluşturabileceği kabul edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil oluşturabilmesi için gerçekleşmesi gereken koşullar şunlardır:
1. Uyuşmazlığın her iki tarafının da uyuşmazlık konusu işin yapıldığı tarihte tacir sıfatına sahip olması gerekir.
2. Uyuşmazlık her iki tarafın da defterlerine geçirmesi gereken bir ticari işten kaynaklamalıdır. Diğer bir deyişle iş her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olmalıdır.
3. Delil oluşturması istenen defterler kanuna uygun şekilde tutulmuş olmalıdır. Bunun için her şeyden önce zorunlu tüm defterlerin tutulmuş olması gerekir. İşletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği defterler tutulmamışsa, ismen sayılan zorunlu defter kayıtları ancak sahibi aleyhine delil teşkil eder. İşletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği defterler ise ismen gösterilen ve tasdike tabi olan defterlerle beraber delil olarak kabul olunur.
Ayrıca ismen sayılan zorunlu defterler için tasdik işleminin ve diğer zorunlu defterler için de sicil memuruna beyanname verme yükümünün yerine getirilmiş, yevmiye defteri kayıtlarının süresi içinde deftere geçirilmiş, envanter ve bilançonun eksiksiz, açık ve anlaşılır şekilde düzenlenmiş olması gerekir (TK.69, 70, 72, 75).
4. Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulaması gerekir.
5. Karşı tarafın, ileri sürülen iddianın aksini kendi ticari defterleri veya diğer geçerli delillerle ispat edememiş olması gerekir. Karşı tarafın defterlerindeki kayıtlar, iddiasını defterlerine dayanarak ispatlamak isteyen davacı tarafın defter kayıtlarına uygun ise, davacı taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Karşı tarafın defterlerindeki kayıtlar, iddiasını defterlerine dayanarak ispat etmek isteyen tarafın defter kayıtlarına aykırı ise veya defterlerinde bu konuda hiçbir kayıt yer almamışsa iddia defterlerle ispat olunamamış kabul edilir.
Karşı taraf defterlerini ibraz etmezse veya defterlerini hiç ya da usulüne uygun olarak tutmamış olursa iddiasını defterleri ile ispat etmek isteyen tarafın defterleri kendi lehine delil oluşturur. Ancak karşı taraf defterlerdeki kayıtları vesika veya diğer geçerli delillerle çürütebilir.
6. Mahkeme tüm bu şartların gerçekleşmesi halinde, kanaatini güçlendirmek için davacıya, defterlerindeki kaydın doğru olduğuna ve halen davalıda yerine getirilmesi gereken bir hakkı bulunduğuna ilişkin yemin vermek zorundadır. Defter sahibi yeminden kaçınırsa, iddiasını defterleri ile ispat edememiş sayılır.
CARİ HESAP
Ticaret Kanununun 87. maddesine göre, iki kimsenin para, mal, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem zimmet ve matlup şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan mukaveleye cari hesap denir.
Cari hesap yazılı şekilde olur. Yoksa cari hesap sözleşmesi hüküm ifade etmez. Tarafların tacir olmasına gerek yoktur.
Cari hesabın olabilmesi için en az iki taraf arasında alacak ve borç doğuran para, hizmet ve mal değişimi bulunması ve tarafların karşılıklı olarak bu çeşitli işlemlerden doğan borç ve alacaklarını bağımsız bir biçimde ödeme ve tahsil talebinden sözleşmede belirtilen süreye kadar vazgeçmiş olmaları gerekir.Takası mümkün olmayan alacaklar, belirli bir sebeple sarfedilmek veya ayrıca emre amade tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar ile önceden mevcut olan alacaklar cari hesaba geçirilemez.
Hesap devresinin uzunluğu sözleşme yoksa teamül ile belirlenir. Bu da yoksa takvim yılı dikkate alınır.
Devre sonunda hesap kapatılır ve çıkan bakiye tespit edilir. Bu bakiyeyi tespit eden cetvel karşı tarafa gönderilir. Karşı taraf aldığı tarihten itibaren bir ay içinde noterce taahhütlü mektup veya telgrafla itiraz etmezse kabul etmiş sayılır.
Ödeme ancak cari hesap sözleşmesinin sonunda istenebilir.