İşçi Ücretlerinin Belirlenmesi ve Ödenmesi
ÜCRET : İşçinin iş görme borcuna karşılık olarak işverenin borcudur. Ücret ödeme borcu iş yasalarında ayrıca düzenlenmiştir.İş sözleşmesi temelde Borçlar Hukuku sözleşmesidir. Tarafların irade serbest iradeleri ile ücret konusunu belirlemeleri gerekir ; ama sadece tarafların özgür iradelerine bırakılmamıştır. Modern İş Hukuku’nun ortaya çıkışından sonra devlet ücrete müdahale gereği duymuştur. İşverenin ücret borcu sosyal karakter taşıyan borç haline dönüşmüştür. Ücret çok önemli çünkü işçinin kendisinin ve ailesinin geçimi gözetilerek işverenin işçiden üstün konumda olduğu için işçinin ve ailesinin korunması bir gerekliliktir. ÜCRET : İşçinin iş görme ediminin bir karşılığıdır. Ücret kural olarak fiili iş görmenin bir karşılığıdır. İşçi fiilen çalıştığında ücrete hak kazanır SOSYAL ÜCRET : İşçinin fiilen çalışmamasına rağmen hak kazandığı ücrettir.Eski düzenleme katı iken bu hal sosyal ücret ile yumuşatılmış ve zorunlu hallerden dolayı çalışamayan işçinin de ücrete hak kazanacağı anlayışı benimsenmiştir. Hafta tatilinde,yıllık izninde, ulusal bayram ve genel tatilde fiilen çalışmayan işçinin ücrete hak kazanması halidir. İşçi yasada belirtilen hallerde fiilen çalışmadığı halde ücrete hak kazanmaktadır. Örneğin , gebelik halinde kural olarak ( devlet memurları hariç ) doğum iznini kullanan işçi ücrete hak kazanamaz ancak iş sözleşmesi ile aksini kararlaştırmak da mümkündür. Devlet memuru ile işçi arasındaki en önemli fark da budur. Sosyal ücret yasanın açıkça gösterdiği haller için söz kokusudur. Şu anda yükselen görüş sosyal ücretin yaygınlaşması ve devlet memurları gibi işçilerin de doğum , hastalık gibi hallerde sosyal ücretten yararlanmalarıdır. Yasada ücretin tanımı Md.32 de düzenlemiştir. ÜCRET VE ÜCRETİN ÖDENMESİ MADDE 32. - Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir. Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz. Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz. Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır. 1- Ücret fiili çalışmanın karşılığı olarak ödenir 2- Ücret sadece para olarak ödenir.( Nakden) Ayni ödeme “asıl ücret” ( iş karşılığı ücret) olarak söz konusu olamaz. 3- İşçiye ödenecek ücretin işveren veya 3ncü kişilerce ödenmesi de mümkündür. Ücret iki farklı türlüde incelenebilir
İŞÇİNİN ÜCRETİ |
|
ASIL ÜCRET |
Geniş Anlamda Ücret |
( TEMEL, KÖK,BAZ,DAR ANLAMDA ÜCRET) |
( Giydirilmiş Ücret) |
ASIL ÜCRET
Fiilen çalışma karşılığı işçiye ödenen ücrettir. İşçinin iş görmesi karşılığı ödenir. Mutlaka para ile ödenir. İş Kanunu Md.32/5 İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.GENİŞ ANLAMDA ÜCRET
Hem fiili çalışma karşılığı olan dar anlamda ücret , hem de sözleşme ve kanunla öngörülen parayla ölçülmesi mümkün menfaatleri içeren bir kavramdır. Asıl olan dar anlamda ücrettir.Eğer yasa koyucu hesaplamada açıkça geniş anlamda ücretten bahsetmişse geniş anlamda ücret dikkate alınır. Dar anlamda ücret + Ücret Ekleri ( giyim , konut , yakacak yardımları) = Giydirilmiş Ücret Giydirilmiş ücret mutlaka para ile ödenmek zorunda değildir.Örneğin yılsa bir ton yakacak yardımı , günde 2 öğün sıcak yemek gibi paraya çevrilmesi mümkün ayni ödeme de mevcuttur. İş sözleşmesinin zorunlu bir unsuru ücrettir.Ücret sözleşmeden açıkça öngörülmese dahi işin mahiyeti gereği işçinin ücret alacağı var kabul edilir. Önce rayiç bedel ( benzer nitelikteki iş kolunda benzer işçinin aldığı ücret) araştırılır. Bu yoksa asgari ücret kabul edilir. Uygulamada çoğu zaman ücret gerçek miktarı üzerinden gösterilmez.Örneğin 1.000 YTL ödeme yapar ama 500 YTL gösterir. Sosyal Sigorta primleri ve vergilerden kaçmak için bu yapılır. Hiçbir ihtilaf çıkmazsa sorun yok ama işçinin kıdem tazminatı hesaplanması halinde ne olacak ? Nasıl ispatlanacak ? Yargıtay : Ücret bordrosunu ihtirazi kayıt ileri sürerek imzalayan işçi açısından bir sorun yok ama aksi takdirde işçi niteliksiz bir işçi ise işçi daha az alıyor gözükse bile mutlaka asgari ücret baz alınır ; ama nitelikli işçi söz konusu ise ( mühendis, doktor, avukat vs.) ön koşulsuz bordroyu imzaladı diye asgari ücret alıyor kabul edilemez.İşin, işçinin, işyerinin ve benzer işyerlerinin koşul ve nitelikleri araştırılır. Odalar ve varsa o birliklersen o iş için o nitelikteki işçinin rayiç bedeli araştırılır.Bütün deliller toplanır ve gerçek ücret tespit edilir. ÜCRETİN MİKTARININ TESPİTİ: Somut olayda : Önce o işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesi'ne bakılır. Hüküm yoksa,İş sözleşmeleri ikinci önemli kaynaktır. Ücret iş sözleşmesinde de açıkça gösterilmemiş olabilir bu takdirde o iş yerine benzer işyerlerinde o iş için verilen rayiç bedel araştırılır. O da yoksa , son olarak asgari ücret baz alınır.( Hakim tarafından) ASGARİ ÜCRET: BK.Md.323/1 gereği İş sahibi mukavele edilen yahut adet olan yahut kendisinin bağlı bulunduğu umumi mukavelede tespit olunan ücreti tediye ile mükelleftir. Denmek sureti ile tarafların ücreti serbestçe belirleyebilecekleri düzenlenmiştir. Borçlar Kanunumuzda Md. 19,20,21 dışında ücretle ilgili sınırlama getirilmemiştir.Ancak İş Kanunu Md. 39 hükmü gereği asgari ücret altında bir ücret düzenlenemeyecektir. İş sözleşmesi uyarınca çalışan tüm işçiler 1457 sayılı İş Kanunu’nda ücret güvenliği altında bulunmamaktaydı.1475 sayılı İş Kanunu’na göre bu kanunun sadece Basın İş Kanunu , Deniz İş Kanunu anlamında işçi olanlar ve tarım işçileri asgari ücret güvenliği altındaydı. Borçlar Kanunu anlamındaki işçiler asgari ücret güvenliğinden yararlanamıyorlardı ve bu durum çok eleştirilmekte idi. 4857 sayılı İş Kanunu’nda bu değişti ve İş Kanunu Md.39/1 e göre iş sözleşmesi ile çalışıp bu kanun kapsamında olan veya olmayan bütün işçiler ( hangi kanun kapsamında olurlarsa olsunlar ) asgari ücretten faydalanırlar. Asgari Ücret Tespit Komisyonu asgari ücreti belirler.Asgari ücret en geç iki yılda bir tespit edilir dense de bizde yılda 2 kez bu komisyonca belirlenir.Bu komisyon en az 10 üye katılımıyla toplanır ve oy çokluğu ile karar verir.Oylar eşit ise başkanın olduğu taraf çoğunluğu sağlamış kabul edilir. 4857 Sayılı İş Kanunu Md.39/ 3ncü fıkraya göre Asgari Ücret Tespit Komisyonunun verdiği kararlar kesindir.Ancak idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açık olduğundan Danıştay’da iptal davası açılabilir ama başka bir yola gidilemez. Komisyonun bu iptal kararı neticesinde yeniden toplanıp asgari ücret belirlemesi gerekir.İptal edilen asgari ücret kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinden komisyon iptal edilenden daha az bir ücret de tespit edebilir. Asgari Ücret Yönetmeliğinin 11.Md. ne göre asgari ücret Resmi Gazete ’de yayınlanır.Yayınlandığı ayın ilk gününden itibaren yürürlüğe girer. Asgari Ücret bir tek işçi için 1 günlük temek ücret baz alınarak tespit edilir.Oysa işçinin geçindirmek zorunda olduğu aile fertleri vardır ama sadece işçinin bir günlük temel ihtiyacı dikkate alınır.( Yönetmelik 4.Md./ Fıkra I ) Günün fiyatları üzerinden giderecek şekilde biçimde hesaplanır. Asgari Ücret İşçilere normal bir çalışma karşılığı ödenen ve işçinin zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatlarına göre karşılayacak ücrettir.( tanım ) 16 yaşında küçük işçiler için asgari ücretin brüt miktarı 450 YTL ; net miktarı 322 YTL 43 Ykrş. 16 yaşında büyük işçiler için asgari ücretin brüt miktarı 531 YTL ;net miktarı 380 YTL 46 kuruş . Asgari ücretin işverene toplam maliyeti 645 YTL 17 Ykrş. Kapıcılar için brüt (Gelir vergisinden muaf oldukları için)- Yönetmelikte din,dil,ırk,cinsiyet vb. ayrım yapılamaz.
- Asgari ücrete ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğu için Asgari Ücretin altında işçi çalıştırılamaz.
- Asgari ücreti hükümsüz kılacak bir sözleşme veya sözleşme hükmü geçersizdir.
- Yönetmelik 12. Md. 2. Fıkra İşveren sosyal yardımda bulunup yani ücret ekleri ödediği için Asgari Ücretten kesinti yoluna gidemez.İşçinin rızası olsa dahi bu tarz kararlaştırmalar geçersizdir.
- Yönetmelik Madde 7 :Komisyon ülkenin maddi durumuna göre , ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma göre asgari ücreti belirler.
ÜCRETİN BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİ
Belli başlı 4 ana yöntemle ücret belirlemesi yapılır. 1- Zaman esasına göre ücretin belirlenmesi 2-Parça başına ( yapılan iş miktarına) göre ücretin belirlenmesi 3-Götürü usulde ücretin belirlenmesi 4-Yüzde usulü ile ücretin belirlenmesi 1- ZAMAN ESASINA GÖRE ÜCRETİN BELİRLENMESİ YÖNTEMİ Belirli bir zaman dilimi ( çalışma süresi ) göz önüne alınarak işçinin ücreti belirlenir.Ay hesabına göre aylık ücret ;haftada ödeniyorsa haftalık ;15 günde bir,gündelik veya saatlik söz konusu olabilir.Belirlenen zaman dilimi esas alındığından işçi o süre içinde her şekilde o ücrete hak kazanır.Hastalık,gebelik gibi çalışmaya engel durumlar yoksa o süre geçtiğinde ücrete hak kazanır. Ücretin aylık ödenmesini maktu aylık ücretten ayırmak gerekir. Ücretin aylık olarak ödenmesinde saat,gündelik,parça başına vb. çalışan işçilerin ücretleri tarafların anlaşmasıyla,işçinin çalıştığı ve çalışılmış gibi sayılan günler toplanarak ayda bir toplu olarak ödeme yapılır. Bu ödeme şeklinde işçi hasta izin veya sair nedenlerle mazeretli olduğu hallerde ücrete hak kazanamaz. Buna karşılık taraflar işçinin ay içinde “hasta,izinli veya sair nedenlerle mazeretli olduğu hallere bakılmaksızın her ay tam olarak maktu bir ücretin ödeneceğini kararlaştırmış olabilirler . Maktu aylık ücretle çalışanlara,ücreti ayda bir ödenenlerden farklı olarak ay içindeki hafta tatili ulusal bayram ve genel tatil günleri için ayrıca ödeme yapılmaz.( İş Kanunu Md.49/son) Maktu aylık ücrette her ay aynı miktarda bir ücretin işçinin eline geçmiş olması sağlanmış olur ve hafta tatili,ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de bu ücretin içinde varsayılır. 2- AKORT ÜCRET Parça başına çıkartılan iş sayısına göre ücret belirlenir.Belli bir zaman dilimi önemli değildir.Üretilen, çıkarılan iş önemlidir.Tarım, tekstil sanayiinde özellikle önemlidir. Akort ücret ,parça sayısı,uzunluk veya ağırlık gibi birimlerin esas alınması,her birim için bir ücretin saptanması ve bu ücretin işçi tarafından belirli bir çalışma döneminde üretilen birim sayısı ile çarpılması sureti ile hesaplanır. Örneğin :Kaç kilo pamuk toplamışsa , kaç gömlek kesmişse... Olumlu yanı işçi ne kadar çok çalışırsa o kadar çok ücret alır.Olumsuz yanı çok üretmek isterken özen göstermeyecek ,kalite düşecek ve işçi kendini çok çalışmaya zorladığından uzun vadede verim azalacak ve işçinin sağlığı bozulacaktır. En önemli sakıncası işçi üretmezse ücret alamaz.Örneğin fabrika sipariş alamazsa veya azalırsa siparişleri işçinin ücreti de azalacaktır. İş Kanunumuza göre işveren işçinin üretebileceği işten daha az iş verirse , işveren aradaki farkı zaman esasına göre ücretle kapatmak zorundadır. Akort ücretle çalışanlar için bu durumda alt sınır da asgari ücret olacaktır.(İş Kanunu Md.39 ) 3- GÖTÜRÜ ÜCRET Götürü ücret de gerçekte yapılan işin sonucuna göre hesaplanan bir ücret şeklidir. Ancak götürü ücret bazı özellikleri itibari ile akort ücretten ayrılır. Uygulamada birim saptamasının güç olduğu veya birbirine benzememesi nedeni ile seri olarak yapılması mümkün bulunmayan veya devamlılık göstermeyip bir süre sonra biten işlerde işin sonucuna göre ücret kararlaştırılmaktadır. Bu durumda götürü ücret söz konusu olur. Akort ücret ile götürü ücret arasında hukuki nitelik yönünden bir fark bulunmadığından uygulanacak yasa hükümleri açısından da herhangi bir fark bulunmamaktadır. 4- YÜZDE USULUNE GÖRE ÜCRET İş Kanunu Md.51:Eğlence,konaklama sektöründe yaygındır.İşçinin ücreti işveren değil müşteriler tarafından faturaya eklenen (örn : servis karşılığı ) eklenen para ile ya da müşterilerce kendi isteğiyle işverene bırakılan veya işverenin kontrolü ile elde edilen paralar işçilere dağıtılır. Yani bu şekilde toplanan paralar işverence bir havuzda toplanır ve işçilere eşit ve eksiksiz dağıtılır.Burada müşterilerden toplanan paralar dağıtılırken işçiye düşen pay asgari ücretin altında ise eksik kısım işverence ödenir. İş Kanunu Md.32/1 e göre Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Yasa hükmü gereğince işçinin ücreti sadece işveren ya da işveren vekilince değil üçüncü kişilerce de ödenebilecektir. İş Kanunu Md.51 de sayılan iş yerlerinde zaman esasına göre de ücret belirlenebilir. Yüzde usulüne göre ücret belirleme zorunluluğu yoktur. İş Kanunu Md.51/2 İşveren veya işveren vekili yukarıdaki fıkrada sözü edilen paraların kendisi tarafından alındığında eksiksiz olarak işçilere dağıtıldığını belgelemekle yükümlüdür. Yüzde usulünün uygulandığı iş yerlerinde toplanan paraların sadece belirli işçilere ödeneceği belirli işçilere ödenmeyeceği gibi düzenlemeler 51/2 ye aykırılık teşkil edeceği için hükümsüz olacaktır. Yüzde usulü ile alınan paralar bahşişten farklıdır. Bahşiş yüzdelerden farklı olarak işçinin yerine getirdiği hizmetten memnun kalması nedeniyle müşterinin bir zorunluluk olmaksızın ve istediği miktarda ödediği paradır. Bu paralar kural olarak işçinin kendisi tarafından alıkonulur. Yargıtay tarafından bahşişin ücret olarak kararlaştırılabileceği kabul edilmiştir. Nitekim bir hukuk genel kurul kararı uyarınca davalının sinemasında yer göstermek sureti ile çalışan davacı işçi çalışması karşılığında ücret olarak bahşiş kabul ettiğine göre müşterilerin verdiği bahşiş de ücrettir. Zira ücretin üçüncü kişi tarafından ödenmesi de mümkündür. Bilirkişi aracılığıyla tespit edilen bahşişin aylık toplamı Asgari ücretin altında olduğu takdirde farkın işveren tarafından ödenmesi gerekir. Genelde Toplu İş Sözleşmesi ile “Garanti Ücreti” adı altında bir ücret kararlaştırılmıştır ve bunun altında kalan kısım işverence ödenir. Garanti ücretinin belirlenmesinde amaç yüzde usulüne göre verilen ücretin belirlenen garanti ücretinin altına düşmesi halinde işverenin garanti ücreti olarak Toplu İş Sözleşmesi’nde belirlenen miktarı ödemesini sağlamaktır. Garanti ücreti asgari ücretin her zaman üzerindedir.Uygulamadan doğmuştur.Toplu İş Sözleşmesi yoksa veya Toplu İş Sözleşmesi'nde garanti ücreti uygulaması yoksa asgari ücretin altında olup olmamasına bakılacaktır. Yüzde usulü ücret ile işçi çalıştırılan oteldeki işçi yaz sezonu 2000 YTL kış sezonu 650 YTL kazanıyor. Bu otelde kış sezonu 650 YTL kazanıyor. Bu otelde toplu iş sözleşmesi uygulanırsa ve garanti ücret 1500 YTL olarak belirlenmişse bu takdirde işçi kış döneminde 650 YTL ye ( yüzdelerle toplanan değil ) garanti ücret olan 1500 YTL ye hak kazanır. Garanti ücret her zaman asgari ücretin üzerindedir. Garanti ücretle düşük kalan ücret arasındaki farkı işveren kendi cebinden karşılar. Yüzde usulü ile işçi çalıştıran otelde işçi yaz sezonu 2000 YTL kış sezonu 300 YTL kazanıyorsa ve uygulanan toplu iş sözleşmesi de yoksa işveren kış sezonu ücreti asgari ücret alında olduğu için asgari ücretle aradaki farkı kapatarak ödeme yapmak zorundadır.ÜCRET EKLERİ
Yasada açık hüküm olmadığı hallerde dar anlamda ücret söz konusudur. Bir işçinin gördüğü iş karşılığında işçiye ödenen paraya dar anlamda ücret denir. Asıl ücret ve dar anlamda ücretin toplamına geniş anlamda ücret denir. İş Kanunu Md.32/1 uyarınca ödenmesi gereken asıl ücretin dışında kanun, İş Sözleşmesi veya Toplu İş Sözleşmesi uyarınca işçiye sağlanan her türlü menfaat ücret ekidir. Ücret ekleri işyeri uygulaması şeklinde de karşımıza çıkabilir. Ücret eklerini kesin olarak belirlemek ve sınırlamak mümkün değildir. Asıl ücretin yanında her türlü parayla ölçülebilen ödeme ücret ekidir.Nakdi ya da ayni olabilir. Ücret ekleri dendiğinde iş karşılığı olan ödemenin dışında yapılan ödeme anlaşılır.Ücret ekleri kanun veya Toplu İş Sözleşmesi'nden doğar. Örneğin : 6772 sayılı yasa kamu işçilerinin ikramiyelerini düzenler. Uygulamada en çok karşımıza çıkan ücret ekleri :
ÜCRET EKLERİ |
|||||
İkramiyeler | Primler | Bahşişler | Kardan alının Hisse ( Pay ) | Komisyon | Ayni ödemeler |
- İşverence ihtiyari ödenen ve miktarı değişken olan bağış niteliğindeki ödemeler işçilere talep hakkı vermezler.
- Buna karşın iş sözleşmesinin eki mahiyetindeki ikramiyeler işverenin isteğine bağlı değildir. İşçiye dava veya ihtar yolu ile talep hakkı verir.
İŞÇİ ÜCRETLERİNİN KORUNMASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER
İşçi ve ailesinin geçimi için ücret zorunludur. Bu nedenle devlet müdahalesi gerçekleşmiştir.Özellikle ücret teminatı devlet tarafından getirilmiş işverene ve 3 ncü kişilere hatta işçiye karşı ücret korunmuştur. 1- Takas Yasağı (Ücretin takas edilememesi ) Ücret alacağı kural olarak takas edilemez. İşverenin işçiden başka bir alacağı varsa kendi alacağını işçiye ödeyeceği ücretle takas edemez. Borçlar Kanunu Md.123/2 è Takas yasağı 123/2 - Nafaka ve iş ücreti gibi borçlunun ve ailesinin iaşesi için mutlak surette zaruri olup hususi mahiyeti itibariyle fiilen alacaklının eline verilmesi icap eden alacaklar. Borçlar Kanunu Md.333 è Takas yasağına ilişkin iki hüküm birbiriyle aynı Madde 333 - İşçi ücretinin tediyesi, işçinin ve ailesinin nafakası için zaruri bulunduğu takdirde;işçinin muvafakatı olmaksızın iş sahibi ücreti kendi alacağı ile mahsup edemez. Şu kadarki kasten iras edilen zararların tazmini için mahsup icrası daima caizdir. Takas yasağının istisnaları: 1- İşçi kasten zarar vermişse bu kasten verilen zarara karşı takas caizdir. 2- İşçi muvafakat gösterirse takas mümkündür. Bu 2 halde takas mümkündür.Her iki halde de işçinin ücretinin tamamı bir defada takas edilebilir mi ? Örneğin 500 YTL kasten zarar veren işçinin ücreti asgari ücret ... İşçi ücretinin tamamı takas kapsamında değildir.İşçi ücretinin ancak 1/4 ü ama bu hesap pusulasındaki ¼ değil işçinin ve ailesinin geçimi için zorunlu kısım ayrıldıktan sonra kalan kısmın ¼ ü takas edilebilir.( Yani ücret pusulasında görülen net aldığı ücret değil) Asgari Ücret zaten geçimi karşılamazken nasıl bölüneceği de başlı başına bir sorundur. 2-Haciz Yasağı ( Ücretin yalnız bir bölümünün haczi gereği) İş Kanunu Md.35 hükmü gereği işçilerin aylık ücretinin ¼ ünden fazlası haczedilemez. Ancak hakim tarafından bakmak zorunda olduğu ve kendisinin geçimi için gerekli olduğuna karar verilen kısım çıkarıldıktan sonra ¼ ü haczedilebilecektir. İstisnası : Nafaka borcu alacaklılarının hakkı saklıdır.Hangi tür nafaka olursa olsun nafaka alacaklılarının alacağı için gerekirse işçi ücretinin tamamı haczedilir. 3-Ücretin Temlik Edilememesi ( Devir ve temlik yasağı) Yasa koyucu işçinin kendisine karşı korumak istemiş . İşçi ücretinin ¼ ünden fazlasını devir ve temlik edemez. Koşulları haciz yasağı ile aynıdır. Bu teminat “ücret” niteliğindeki ödemeler için geçerlidir.Bir tazminat ödemesi söz konusu ise 3 yasak da işlemeyecektir.Örneğin kıdem tazminatının tamamı devir ve temlik edilebilecektir 4- Ücret kesme cezasının sınırlandırılması ( Disiplin Cezası olarak ücretten kesintinin sınırlandırılması) Uygulamada disiplin cezası olarak işçi ücretinden kesinti adını alır.İş Kanunu Md. 38 bu kesintinin şartlarını içerir. 38/I : İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. İşçinin ücretinden disiplin cezası olarak kesinti yapmanın şartları: 1- İş Sözleşmesi veya Toplu İş Sözleşmesinde böyle bir kesintiye gidilebilecek sebepler açıkça gösterilmelidir. Açıkça gösterilmeyen sebep ile ilgili kesinti yapılamaz. 2- Yasada belirtilen sınırları aşacak şekilde ücretten kesme cezası verilemez. Aksi halde aşan kısım derhal işçiye iade edilir ve işverene idari para cezası verilir. 3- Bu kesintiler 1 ayda 2 gündelikten; parça başı veya yapılan iş miktarına göre yapılan işlerde işçinin 2 günlük kazancından fazla yapılamaz. 4- Disiplin cezası olarak ücretten kesinti yapılabilmesi için ayrıca bu cezanın hangi sebeplerden dolayı uygulandığının derhal işçiye bildirilmesi zorunludur. Ne şekilde bu kesintilerin muhafaza edilip nerelere harcanacağı İş Kanunu Md.38/3 de belirtilmiştir. İş kanunu Madde 38/3 : Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. İşveren disiplin cezası olarak ücretten keserek topladığı paraları kendisi için kullanamaz. 5- İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde işçinin ücret garanti fonundan yararlanması İş Kanunu Md.33 Eğer işveren : a- Konkordato ilan ederse b- İflas ederse c- İşveren için aciz vesikası alırsa Bu üç durumda işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan son 3 aylık ücret alacaklarını karşılamak amacıyla işsizlik sigortası fonu kapsamında ayrı bir ücret garanti fonu oluşturulur. İş Kanunu Md. 33/ 1 de sayılan 3 durumda işçi ücretlerinin garanti altına alınması için bir ücret garanti fonu oluşturulmuştur. İşverenin iflas etmesi ,konkordato ilan etmesi ve aciz vesikası almasından 3 ay önceki ücret alacakları için oluşturulmuş bir fondur. Ücret garanti fonundan faydalanmak isteyen işçinin güvence altında olan 3 ay önceki ücret alacaklarının ödeme güçlüğünden doğmuş olması gerekmektedir. İşveren iflas ilan etti ise garanti fonunca güvenceye alınmış olan ödeme iflas ilanından itibaren geriye doğru 3 aylık ücretleri kapsar. Bu fonun finansmanı işverenlerce işsizlik sigortası olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının %1 ine karşılık gelen tutarının Ücret Garanti Fonuna aktarılması ile olur. İşveren kusurlu davranarak bu yüzdelik oranı fona yatırmamış olsa da sorumluluktan kurtulamaz. İşverenin kusuru işçiye yöneltilemez. 6- Ücret alacağının Rüçhanlı Olması ( Öncelikli olarak ödenmesi) İşverenin iflası İş Sözleşmesini kendiliğinden sona erdirici bir etki yaratmaz. Ancak bazı şartların varlığı halinde Borçlar Kanunu md 346 gereği iş akdinin feshine yarar haklı sebep sayılır. İşveren aleyhine aciz belgesi alınması,iflasın istenmesi,işverenin konkordato ilan etmesi bu şekilde olumsuz etki yaratmaz. Borçlar Kanunu md.346: İş sahibi borcu ödemekten aciz olduğu taktirde işçi talebi üzerine münasip bir müddet zarfında ücreti için teminat verilmezse akitten rücua yetkili olur. İşçi ücretleri bu olaylar üzerine ne durumda olur ? İcra İflas Kanunu Md.206 Adi ve Rehinli Alacakların Sırası A bendinde birinci sıradaki alacaklar belirtilmiştir.İİK .bu maddede iflas halinde birinci sırada rüçhanlı alacakları saymıştır. Buna göre Borçlar Kanunundan hareketle İş Kanunu hükümlerine göre ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek işçinin,İş Sözleşmesini sona erdirmesi gerekir. İşçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde gerçekleşen ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları,iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak ettikleri ihbar ve kıdem tazminatları : B bendi : İşyerinde işçilere yardım amacıyla kurulmuş bir sandık varsa bu işverenin o sandığa borcu varsa (dikkat :doğrudan işçiye borcu yok ! ) bu da birinci sırada sayılmıştır. İcra İflas Kanunu Md.140 Fıkra 2 İşveren aleyhine haciz varsa 206ncı maddedeki a ve b bentlerindeki alacaklar için birinci derecede sorumlu olur . Hacze ilişkin olarak İİK. 36.madde 4ncü fıkra önemli bir düzenlemedir. Buna göre işveren aleyhine yapılan bir icra takibi sonunda işyerindeki bütün araç –gereç , işlenmiş ; yarı- işlenmiş ; işlenmemiş her türlü mamule – üretim araçlarına - el konuyor ise icra kararının alındığı tarihten geriye doğru son 3 aylık dönem için üretim araçları ayrılır , kalan kısım için haciz işlemi gerçekleştirilir.(İşçi ücretini garanti edecek mal ayrılıyor.) Amaç işçilerin son 3 aylık ücretlerinin ödenmesidir. 7 – Ücret alacağının istihkaktan önce ödenmesi ( Bazı kamu işçilerinin ücretlerinin korunması) Ücretin teminatına ilişkin bir diğer düzenleme de İş Kanunu Md.36 dır. İş kanunu madde 36/1 Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hak edişlerinden öderler. İş Kanunu Md.36/1 deki kamu makamları bir alt işverene iş yaptırınca onun istihkakını ödemeden önce alt işçilerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek yükümlülüğü vardır. Bu bir yükümlülüktür. İş kanunu madde 36 /son Bu maddede kamu tüzel kişilerine ve bazı teşekküllere verilen yetkileri 2 nci maddenin altıncı fıkrası gereğince sorumluluk taşıyan bütün işverenler de kullanmaya yetkilidir. Burada düzenlenen durum bir yükümlülük değil bir yetkidir. Zorunluluk değildir. Müteahhidin hak edişini ödemeden önce kendi alt işçilerinin ve alt işverenlerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek kamu makamları için bir görevi ödenmediyse hak edişinden bu ücretleri düşüp müteahhide öyle ödeme hakkı var. İş Kanunu Md.2 ye göre alt işverenler için bu ihtiyaridir. 8 – Ücretten indirim yapılamaması İş Kanunu Md.62 3 ayrı durum var. Bu hükmün Basın İş Kanunu md 25 de ve Deniz İş Kanunu md 48 de özel düzenlemesi mevcuttur. 1- Her türlü işte uygulanan yasal çalışma süreleri yasa koyucu tarafından indirilirse işçi ücretlerinden bu sebeple herhangi bir indirim yapılamaz. Günlük çalışma süresi 7.5 saat ; haftalık çalışma süresi 45 saattir. Bu 40 saate indirilirse yasa koyucu tarafından işveren tek taraflı işçi ücretlerini indiremez ama iki taraf anlaşıp toplu İş Sözleşmesi veya İş Sözleşmesi ile yeni bir düzenleme yapabilirler. Eğer kısmi süreli İş Sözleşmesi varsa tam gün süreli işçilerle aynı ücreti talep etme imkanını İş Kanunu Md.62 tanımaz.(Oranlı olarak talep edebilir.) Ancak unutulmamalıdır ki mutlak emredici hükümlere aykırı olmamak kaydı ile tarafların iş sözleşmesinde değişiklik yaparak , birbirine uygun irade beyanı ile işçin ücretinde indirime gitmeleri ya da ücretin artırımı mümkündür. 2- İşverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle işveren ücretten eksiltme yapmak yoluna gidemez. 3- Bu kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucu ( örneğin : yıllık izin ) işveren ücretleri eksiltme yoluna gidemez. Örneğin hafta tatili yasadan kaynaklanan bir düzenlemedir.Bu günler kadar kesinti yoluna gidemez. 9- İşverenin temerrüdü halinde ücret ödenmesi İşçi ücreti bir iş karşılığı olur. Çalışılmadan ücrete hak kazanılacak haller yasada belirtilmiş durumdadır . İşçi çalıştığı takdirde ücret müstahak olur. Borçlar Kanununda temerrüt 90nıncı maddede düzenlenmiştir. Bu hüküm genel bir hüküm olmakla birlikte özel düzenleme Borçlar Kanunu md. 325 dedir. Borçlar Kanunu md : 325 İş Sahibinin temerrüdü İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın sözleşmedeki ücreti isteyebilir. Öyle ki işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut bir diğer işten kazandığı veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyi mahsup ettirmeye mecburdur. Bu düzenleme ışığında : a) işçi işi görmeye hazır olacak b) iş görme borcunun ifasının mümkün olması şart c) işveren işin ifasını haklı ve objektif bir neden olmaksızın kabul etmekten kaçınmış olacak Bu şartların somut olayda bir arada olması gerekir. Örneğin işçi çalışmaya hazır ama işveren işçiye iş vermez , alet ve malzeme sağlamak borcunu yerine getirmez, işveren kapı görevlisine verdiği emirle işçiyi iş yerine sokmaz işin ifası için gerekli olan makinelerin arızasını gidermez ise yeterli iş yok ise işi görmeye yarar malzeme yok ise bu durumda işverenin temerrüdünden bahsedilir. İşveren alacaklının temerrüdüne düştüğünde iş sözleşmesi devam eder. İş Sözleşmesi devam ettiği için de işçi iş sözleşmesi uyarınca almaya hak kazandığı ücret ve diğer haklarını almaya devam edecektir. ( geniş anlamda ücret ) Kabulde temerrüde düşen tarafın ödeme esnasında bir takım indirimler talep edebileceği Borçlar Kanunu md 325/2 de belirtilmiştir. İşverenin temerrüdü söz konusu olduğu sürede işçi başka bir iş buldu ise , işçinin bulduğu işten sağladığı gelirin düşülmesi ;işyerine gelmek için yapmak zorunda olduğu masrafları temerrüt nedeni ile gelmemesinden dolayı yapmıyor olmasında ötürü cebinde kalan değeri , temerrüt nedeni ile tasarruf ettiği paraları mahsup edilmelidir.