Yabancı Mahkemece Verilmiş Soybağının Reddi Kararının Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Mahkemece Verilmiş Soybağının Reddi Kararının Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Mahkemece Verilmiş Soybağının Reddi Kararının Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Mahkemece Verilmiş Soybağının Reddi Kararının Tanınması ve Tenfizi

Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesinin yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu,

Tespit kararları ile yenilik doğurucu kararların (babalık, evlenmenin butlanı, ölüme bağlı tasarrufların iptali, nesebin reddi, evlat edinmeye izin ve boşanma kararları…)Türkiye'de yalnız tanınmalarının mümkün olduğu, bu kararların hukuki alanda etkili olmaları için icraya ihtiyaçları bulunmadığı, yabancı mahkeme kararı sadece bu kararlara yönelikse ve Türkiye'de nüfus kayıtlarında işlem yapılması amaçlanıyorsa, tanıma kararı bu amacı gerçekleştirmeye yeterli olacağı,

Yurtdışında verilen soybağının reddine yönelik kararların tanınması talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmadığı hakkında.

Yargıtay **. Hukuk Dairesi, 11.01.2**8 Tarihli, E. 2017/6***7, K. 2018/1**6 Sayılı Kararı

“…

DAVA:

Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR:

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının nüfus kaydında kızı olarak görünen ...'ın davacı kızı olmadığına dair ... Aile Mahkemesi 22.07.2011 gün 4 F 1022/10 Sayılı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istemiş, mahkemece ,istemin soybağının reddi kararının tanınması ve tenfizine yönelik olup; mevcut davanın Türk Hukukunda kamu düzenine dair olduğu, soybağının reddi davalarında DNA incelemesinin ve Adli Tıp Raporunun alınmasının gerektiği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre yurtdışında verilen soybağının reddine yönelik kararların tanınmasının ve tenfizinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2675 sayılı...'nun yürürlükten kaldırıp, 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı...'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına dair 58.maddesi, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesinin yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğunu, tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmayacağını, İhtilâfsız kaza kararlarının tanınmasının da aynı hükme tâbi bulunduğunu, yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usulün uygulanacağını hükme bağlanmıştır.

54/b maddesi ise, yabancı mahkeme ilamının tenfizinde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmesi şartını getirmiş, 16/1maddesinde; "Soybağının kuruluşu çocuğun doğum anındaki milli hukukuna, kurulamaması halinde çocuğun mutad meskeni hukukuna tâbidir. Soybağı bu hukuklara göre kurulamıyorsa, ananın veya babanın, çocuğun doğumu anındaki milli hukuklarına, bunlara göre kurulamaması halinde ana ve babanın, çocuğun doğumu anındaki müşterek mutad mesken hukukuna, buna göre de kurulamıyorsa çocuğun doğum yeri hukukuna tâbi olarak kurulur." 16/2 maddesinde ise “Soybağı hangi hukuka göre kurulmuşsa iptali de o hukuka tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Burada küçük... Türk vatandaşı anne ve babadan evlilik birliği içerisinde doğmuş ve onların hanesine çocukları olarak tescil edilmiştir.

Davacının dayandığı ... Aile Mahkemesi 22.07.2011 gün 4 F 1022/10 Sayılı ve 22.07.2011 kesinleşme tarihli ilamın incelenmesinden;... İlçe Gençlik Dairesi Bölgemüdürlüğü, baba ... ve anne ...katılımı ile görülen davada 19.05.2006 doğumlu çocuk ...ın davacının (...) çocuğu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Tanıma, “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise, “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır. Her mahkeme kararı, hem kesin hüküm hem de icra kabiliyetini birlikte taşımamakta; bazı kararlar niteliği gereği yalnız kesin hüküm teşkil etmekte, fakat icra kabiliyetleri bulunmamaktadır. İşte bu tür yabancı mahkeme kararları yalnız tanınabilir; tenfiz edilemezler. Çünkü icra kabiliyetleri yoktur. Tespit kararları ile yenilik doğurucu kararların Türkiye'de yalnız tanınmaları mümkün olup; bunlara tanıma şartları uygulanacaktır. ... kararlarının ise, hem tanınmaları hem de tenfizleri mümkündür. Babalığın tespiti kararları, hukuki niteliği itibariyle yenilik doğurucu kararlardandır.

Yenilik doğrucu kararlar ise, bir hukuki durumun kurulması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması için hak sahibinin iradesinin yeterli olmaması ve durumun ancak bir mahkeme kararı ile doğmasının gerekli olduğu hallerde açılan dava sonucu verilen karardır. Bu kararların hukuki alanda etkili olmaları için icraya ihtiyaçları yoktur. Bu kararlar taşıdıkları inşai tesir (yenilik doğrucu etki) ile arzu edilen sonuçları doğururlar. Hukukumuzda, yenilik doğurucu oldukları kabul edilen kararlar; babalık, evlenmenin butlanı, ölüme bağlı tasarrufların iptali, nesebin reddi, evlat edinmeye izin ve boşanma kararları olarak sayılabilir.

Bunların icra özelliği olmayıp; yabancı mahkeme kararı sadece bu kararlara yönelikse ve Türkiye'de nüfus kayıtlarında işlem yapılması amaçlanıyorsa, tanıma kararı bu amacı gerçekleştirmeye yeterli olacaktır.” (HGK 30.11.2011 gün ve 2011-2-593 Esas 2011-726 Karar sayılı kararından)

Kararın Türk Hukukunun temel değerlerine Türk genel ahlak ve adap anlayışına, temel ... anlayışına Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli olan prensiplere, özel hukuka dair hüsnüniyet kurallarına, Türk devletinin siyasi rejimine, toplumun ekonomik yapısını temelden sarsacak olan değerlendirmeye, temel insan haklarına ... anlayışına aykırılıklar kamu düzenine aykırılık olarak kabul edileceğinden yabancı mahkeme ilamının hüküm fıkrasının uygulanması ile açıklanacak sonuçları doğuracak yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi olanaklı değildir. (YİBGK 10.2.2012 gün 2010//1-2012/1 Sayılı kararından)

Davacı, yabancı ilamın münhasıran baba olmadığının tespitine (soybağının reddine) dair hükmü hakkında dava açtığına göre, talep yabancı mahkeme ilamını tanımaya konu olacaktır. Öte yandan bu konuda uygulanacak olan hukuk, 5718 Sayılı Kanun'un 2, 8 ve 16. maddeleri uyarınca tespit edilecek hukuktur. Ayrıca tanınması istenilen ilamın gerekçesi mevcut olup yine ilam içeriğine göre Dr. Klaus Schwarz kliniğinde DNA incelemesi yapılmıştır. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13