c) Basiretli İş Adamı, Mücbir Sebep ve Umulmayan Hal
Mucbir sebep, meydana geliş tarzına ve nev’ine nazaran hayatın mutad cereyanında çıkması beklenebilecek tesadüfi hadiseler hududunu bariz bir surette aşan ve elden gelen bütün çarelere başvurmak suretiyle bile borçlu tarafından önüne geçilemeyen bir hadiseyi ifade eder.
Tacir bütün ticari faaliyetlerinde bir hadisenin vukuu bulmaması için hal ve maslahatın icap ettirdiği bütün dikkat ve itinayı göstermekle mükelleftir. Ticari hayatın mutad cereyanında elde edilebilen tecrübeler neticesinde halin icabına göre bir hadisenin vukuu bulacağını önceden kestirmenin mümkün olduğu hallerde, tacir bunun önüne geçmekle mükellef olup, lüzumlu tedbirleri almazsa kusurlu olur. Taahhüdün yerine getirilmemesi keyfiyeti borçluya isnadı mümkün olan bir kusurdan ileri gelmediği ve tahhüdün ifasını imkansız kılan hadisenin önüne geçilmesi tacirin imkan ve iktidarının dışında olduğu takdirde mücbir sebeb dolayısıyla sorumluluktan kurtulur .
Umulmayan hal ise, borçlunun kaçamayacağı şekilde borcu ihlal etmesine sebeb olan hadise olarak edilebildiği gibi, borcun ihlaline kaçınılmaz bir tarzda sebebiyet veren ve akit yapılırken görülmeyen bir olay olarak da tarif edilmektedir. Görülüyor ki, umulmayan halden, akdin ifasına engel olan tesadüfi haller anlaşılmaktadır.
Türk Hukukunda, gerek kanunlarımız, gerekse Yargıtay içtihatlarında bu iki terim aynı anda ve aynı anlamda kullanılmaktadır. Zaten her iki mevhumun hükümleri de aynıdır. Bu sebepten iki terim arasında fark aramaya pratik bakımdan gerek yoktur. Görülüyor ki, mücbir sebep ve umulmayan hal, bir kusur mevcut olmaksızın tesadüfe bağlı olarak meydana gelen hadiselerdir ve bunların meydana gelmesinde insan iradesinin ya hiçbir rolü yoktur ya da çok az bir rolü vardır.Bu hadiseler tabii olaylar ve insan fiilleridir. Bunlar çok çeşitlidir; yıldırım, deprem, seller, fırtına, deniz kazası, hastalık, yağmur, soğuk, don, kar, çığ, yangın, hırsızlık, harp, düşman istilası, seferberlik, abluka, isyan ihtilal, korsanlık, eşkiyalık, grev, kamu hukukunun koyduğu tahditler, idari makamların kararları, idari muameleler gibi. Bütün bu olayların mücbir sebeb veya umulmayan hal sayılabilmesi için borçlu, bunlara karşı koyamayacak durumda bulunmalı ve olaylar borçlunun kusurundan ileri gelmemelidir. Eğer bu hadiseler akdin in’ikadı zamanında biliniyorsa mücbir sebeb veya umulmayan hal sayılmaz. Başka bir ifade ile, bir hadisenin mücbir sebep veya umulmayan hal olarak kabul edilebilmesi için bu hususların akdin in’ikadı zamanında ve buna tekaddüm eden müzakere safhasında tahmin edilmemiş ve düşünülmemiş olması, bu hadisenin sonradan ortaya çıkarak akdin ifasını imkansız hale getirmiş olması lazımdır. Ayrıca, hukuk sistemimizde, bir hadisenin mücbir sebep veya umulmayan hal teşkil edip etmediği hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu bakımdan da mücbir sebeb veya umulmayan bir halin tacir için mevcut olup olmadığını takdir ederken de “basiretli iş adamı ölçüsünün” büyük bir önemi vardır. Çünkü aynı hadise, muayyen şartlar altında mücbir sebeb teşkil edebildiği halde, başka şartlar altında bu mahiyette olmayabilir. Bir takım hadiseler, akdin in’ikadı zamanında umulmayan ve taahhütlerin yerine getirilmemesine doğrudan doğruya sebeb olduğu takdirde mücbir sebep sayılabilir. Fakat aynı hadiseler basiretkar bir tacire isnadı mümkün olan tecrübe, dikkat ve itina neticesinde önceden tahmin edilebilir bir mahiyette ise veya akdin ifasına doğrudan doğruya engel olmuyorsa mücbir sebep olmaz. Görülüyor ki, mücbir sebep ve umulmayan halin mevcudiyeti, akdin in’ikadı zamanında sezilememesi şartına bağlanmaktadır. Buda objektif ölçülerle tesbit edilecektir. Tacir sıfatına haiz olmayanlar için objektif ölçü hadisenin “hayatın mutad cereyanından çıkması beklenebilecek tesadüfi hadiseler hududunu” aşmasıdır. Tacir için ise, “söz konusu tacirin ticaretinin özelliği göz önünde tutularak, tedbirli ve ileriyi makul bir oranda gören bir tacirin” davranışı objektif ölçü olarak alınacaktır. Bundan da anlaşılabileceği gibi tacir olmayanlar için mücbir sebeb veya umulmayan hal teşkil edebilecek birçok hadise tacir için aynı mahiyette olmayabilir.