İhale İşlemlerine Karşı Dava Açma Süresi

Şirketin Ortağı Olan Bir Gerçek Kişinin Hakkında Kamu Davası Açılması Nedeniyle Kamu İhale Genel Tebliğiyle Yapılan Düzenleme

İhale İşlemlerine Karşı Dava Açma Süresi

İhale İşlemlerine Karşı Dava Açma Süresi

Geçici teminatın irad kayedilmesi işlemine karşı açılan davanın ivedi yargılama usulüne tabi olduğu,

İlgililere başvuru yolu ve süresi belirtilmeden yapılan yazılı bildirim üzerine dava açılması durumunda, bu kişilerin mevzuattan kaynaklan karışıklık nedeniyle kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceği,

Uyuşmazlığın genel yargılama usulüne mi yoksa ivedi yargılama usulüne mi tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşanması olası bulunduğundan, dava açma süresi hesaplanırken yazılı bildirim tarihinin başlangıç alınması ancak özel dava açma süresinin değil açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma süresinin işletilmesi gerektiği hakkında.

 Danıştay 13. Dairesi Başkanlığı  

 "İçtihat Metni"

T.C. D A N I Ş T A Y ONÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No:****/**** Karar No:****/****

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: "Aydın İli, Kuşadası İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:…" adresinde bulunan iş yerinin kiralanması için 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca 04/03/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihale uhdesinde kalan davacının, idarenin 18/03/2020 tarih ve E.648/7140 sayılı yazısıyla sözleşmeye davet edilmesine rağmen belirtilen süre içinde sözleşmeyi imzalamadığından bahisle, ihaleye katılmak için ödediği 25.000,00-TL geçici teminatın davalı idarece irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali ile belirtilen tutarın irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihalenin, ... tarih ve ... sayılı Kuşadası Belediye Başkanlığı Encümeni kararıyla davacının uhdesinde bırakılmasına karar verildiği, davacının 15 gün içerisinde sözleşme imzalamaya davet edilmesine dair 18/03/2020 tarih ve 7140 sayılı yazının 24/03/2020 tarihinde elden davacıya tebliğ edildiği, ancak, davacının süresi içerisinde sözleşmeyi imzalamadığı, daha sonra davacı tarafından 06/04/2020 tarihinde idareye yapılan başvuru ile mücbir sebeplerden dolayı ihalenin iptal edilmesinin ve ödediği geçici teminatın iadesinin talep edildiği, davacının başvurusunun reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlemin davacıya 17/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği; Bu durumda, davacı tarafından, geçici teminatının iadesi istemiyle idareye yapılan ilk başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin davacının mernis adresine Tebligat Kanunu uyarınca tebliğ edildiği 17/06/2020 tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde (bu tarihin çalışmaya ara vermeye denk gelmesi sebebiyle, ara vermenin sona erdiği günü izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde) dava açılması gerekirken, dava açma süresi sona erdikten sonraki bir tarih olan 28/07/2021 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru üzerine 10/09/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihalenin iptali ve ödenen geçici teminatın iadesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine dair işlemin usulüne uygun tebliğ edilmediği, MERNİS adresine tebliğ edilmeden önce bilinen adrese tebliğ edilmesi gerektiği, MERNİS adresine yapılan tebligatın geçerli kabul edilerek davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY : "Aydın ili, Kuşadası ilçesi, … Mahallesi, … Sokak No:…" adresinde bulunan iş yerinin kiralanmasına ilişkin 04/03/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin, ... tarih ve ... sayılı Kuşadası Belediye Encümeni kararıyla davacının uhdesinde bırakılmasına karar verilmiş, davacının 15 gün içerisinde sözleşme imzalamaya davet edilmesine dair 18/03/2020 tarih ve 7140 sayılı yazı, 24/03/2020 tarihinde davacıya elden tebliğ edilmiş, ancak davacı süresi içerisinde sözleşmeyi imzalamamıştır. Davacı tarafından 06/04/2020 tarihinde idareye yapılan başvuru ile mücbir sebeplerden dolayı ihalenin iptal edilmesi ve ödediği geçici teminatın iadesi talep edilmiş, başvurunun reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlem davacının MERNİS adresine 17/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. 28/07/2021 tarihinde davacı tarafından idareye geçici teminatının iadesi talebiyle başvurulmuş, başvurunun reddi üzerine, 25.000,00-TL geçici teminatın davalı idarece irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali ile belirtilen tutarın irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT: Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin "yazılı bildirim" tarihinden başlayacağı belirtilmiştir. 20/01/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda idari yargıda uygulanan “genel yargılama usulü” ve 7. maddesi ile devamı maddelerde de “genel dava açma süreleri” düzenlenmiş bulunmaktadır. Anılan 7. maddede, özel süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin "altmış gün" olduğu ve bu sürenin yazılı bildirim tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kurala bağlanmıştır. Buna karşılık, 2577 sayılı Kanun'a, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle, bir kısım işlemlere karşı açılan davalarda, genel yargılama usulünden farklı olarak, gerek dava, gerekse temyiz aşamasında uygulanacak “ivedi yargılama usulü” getirilmiş; ayrıca, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin "otuz gün" olduğu öngörülmüştür. Anılan maddede, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kural altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Anayasa'nın 40. maddesine eklenen ikinci fıkranın gerekçesinde, bu değişikliğin, bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir. Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden; Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idarî makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk hâline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasa'nın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, ilgililere başvuru yolu ve süresi belirtilmeden yapılan yazılı bildirim üzerine dava açılması durumunda, bu kişilerin mevzuattan kaynaklan karışıklık nedeniyle kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, ayrıca uyuşmazlığın genel yargılama usulüne mi yoksa ivedi yargılama usulüne mi tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşamaları olası bulunduğundan, dava açma süresi hesaplanırken yazılı bildirim tarihinin başlangıç alınması ancak özel dava açma süresinin değil açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir. Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararı da bu yöndedir.

Dosyanın incelenmesinden, 17/06/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilen 12/06/2020 tarih ve E.889/10649 sayılı işlemde, davacının işleme karşı hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği görülmektedir. Bu itibarla, İdare Mahkemesince her ne kadar dava konusu işlemin tebliğ edildiği 17/06/2020 tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıkta dava açma süresinin 30 gün olmasına karşın, davacıya tebliğ edilen işlemde dava açma süresi belirtilmediğinden, özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin uygulanması gerekmekte olup, dava konusu işlemin tebliğ edildiği 17/06/2020 tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi (çalışmaya ara verme tarihi de dikkate alınarak) geçirildikten sonra 10/09/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davacının temyiz isteminin reddine, 2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, 5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine, 6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

* Yargı mercileri tarafından verilen kararlar yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine ve olayın özelliklerine göre verilen kararlar olup; kararların emsal karar olarak uygulanıp uygulanmayacağı her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Kapsamlı değerlendirme ve benzer içtihat örnekleri için ilgili departmanımız ile iletişime geçiniz.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13