Depremin Sözleşmesel Yükümlülüklere Etkisi
Genelde dış kuvvetlerin sonucu olan, borçlunun işletmesiyle bağlantılı bulunmayan, önceden görülemeyen, kaçınılmaz ve mutlak bir şekilde borcun ifasını engelleyen olay olarak doktrinde tanımını bulan mücbir sebebin varlığının, borçlu yönünden borcu sona erdirdiği,
Sel felaketinin davalı antrepo işletmecisi yönünden mücbir sebep oluşturduğunun ilke olarak kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği hakkında.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/ 10678 E. 2016 / 4782 K. Sayılı Kararı:
“…
DAVA : Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28.4.2015 tarih ve 2014/338-2015/264 Sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı .... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26.4.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı .... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin 12.6.2008 tarihli fatura kapsamı gereğince 31 adet toplamda 826 kg projeksiyon perdesini ...'dan ithal edip, 24.6.2008 tarihinde davalı ...'nin antreposuna boşaltıldığını, beyannamede sehven yapılan hata sonucu müvekkilinin anılanın antreposundan mallarını çekemediğini, ancak antreponun bulunduğu bölgede 9.9.2009 tarihinde meydana gelen aşırı yağışlar ve sel nedeni ile mevcut eşyaların tamamının hasar görerek kullanılamayacak duruma geldiğini, malın kıymetinin 11.546.48 Euro olup, bu miktar 20.10.2009 tarihinde davalıdan istenilmesine rağmen 11.3.2010 tarihinde yalnızca gümrük beyannamesinde görülen 5.666.88 Euro bedelli fatura karşılığı ödeme yapılabileceğinin bildirildiğini, oysa müvekkilinin zararının 11.546.46 Euro olduğundan kısmi ödemenin kabul edilmediğini ileri sürerek, 11.546.48 Euro'nun davalılardan fatura tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili, 2009 yılında yaşanan sel felaketi nedeni müvekkili şirketin iş yeri ve antreposunda bulanan bir kısım malların hasar gördüğünü, olayla ilgili müvekkiline isnat edilebilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı tarafça malların değerine dair 30.6.2008 tarihli 1400616 no.lu gümrük beyannamesi verilip 5.666.88 Eruo beyan edilmesine rağmen 11.546.48 Euro mal bedeli talebinde bulunulduğunu, müvekkili antrepoya ait giriş tutanağında ve gümrük beyannamesinde 3 kap içeriği 31 adet olduğuna dair kayıt olmayıp, 3 kap içeriğinin 12 adet olduğunun yer aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacı şirket tarafından yurt dışından satın alınıp gümrükten geçirilen projeksiyon perdesi olan ürünlerin davalı ... antreposuna 24.6.2008 tarihinde 3 kap 826 kg 5.666.88 Euro bedel kaydı ile teslim edildiği, gümrük kayıtlarının da yine bu miktar ve bedelde olduğu, daha sonra davacı tarafça gümrük müdürlüğüne düzeltme talepli dilekçe verildiği fakat düzeltme işleminin yapılmadığı, bu sırada meydana gelen sel felaketi nedeni ile davalı ...ının antreposunu su bastığı, mevcut diğer ürünleri ile birlikte davacının ürünlerinin zarar gördüğü, davalı ....'nin davacı şirketin antrepoda bulunan emtiasının meydana gelen sel baskını nedeni ile zarar görme olayında herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığı, resmi kayıtlarda ürün miktarının 3 kap 826 kg ve 5.666.88 Euro bedelli olarak yer aldığı, aksinin davacı tarafça ispat edilmediği, yağış sonrası meydana gelen zarardan anılan davalının sorumluluğunu kaldıracak mücbir sebep bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı .... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalılardan .... vekili temyiz etmiştir.
1-)Dava, davacıya ait emtianın davalılardan ...'nin işlettiği antrepoda bulunduğu sırada meydana gelen sel baskını sebebiyle hasarlandığı iddiasına dayalı zarar sorumlularından tazminat istemine dair olup, hasar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi hükmü uyarınca karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmelerde borçluya yüklenemeyen nedenler dolayısıyla borcun ifası mümkün olmazsa borç ortadan kalkar. "Borçluya isnat olunamayan haller münasebeti sebebiyle borcun ifası mümkün olmazsa borç sakıt olur" yasa hükmüne göre imkansızlıktan söz edebilmek için imkansızlığın sözleşmeden sonra meydana gelmesi gerekir. Şayet imkansızlık sözleşmenin yapıldığı sırada veya bundan önce mevcutsa sözleşmenin butlanına neden olur.(BK.m.20 ).Doktrin ve Yargıtay uygulamasında imkansızlık, ortaya çıkış nedenine göre bazı ayrımlara tabi tutulmaktadır. Eğer ifa imkânsızlığı sadece sözleşmenin tarafları bakımından değil aynı sözleşmeyi yapacak herkes için söz konusu ise buna "objektif imkansızlık", yalnız sözleşmenin taraflarından birinin tutumundan doğmuşsa buna da "sübjektif imkansızlık" denilmektedir. İmkânsızlık sözleşmeden sonra ve taraflardan birinin kusurundan kaynaklanmışsa bu durum "kusurlu imkânsızlık" ve fakat tarafların kusuru olmadan meydana gelmişse "kusursuz imkânsızlık" olarak adlandırılır. İmkânsızlık borcu sona erdiren nedenlerden biridir. Borcun ifasının imkânsız hale gelmesi, mücbir sebepten, bir başka ifade ile önlenemez sebepten kaynaklanabilir. Genelde dış kuvvetlerin sonucu olan, borçlunun işletmesiyle bağlantılı bulunmayan, önceden görülemeyen, kaçınılmaz ve mutlak bir şekilde borcun ifasını engelleyen olay olarak doktrinde tanımını bulan mücbir sebebin varlığı, borçlu yönünden borcu ortadan kaldıran nedenler arasındadır.
Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olunursa, davaya konu sel felaketinin 9.9.2009 tarihinde meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, Dairemize intikal eden emsal mahiyetteki dosyalar itibari ile davaya konu felaket, Dairemiz kararlarında borcu sona erdiren bir mücbir sebep hali olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkemece kabulüne aksine davaya konu sel felaketinin davalı antrepo işletmecisi yönünden mücbir sebep oluşturduğunun ilke olarak kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bu yönden yanlış ilkeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün davalılardan .... yararına bozulması gerekmiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin tüm, davalılardan ... vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün anılan davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28.4.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu 474 (6098 Sayılı T.B.K 572) maddesinde "Ardiye sahibinin eşyayı bir komisyoncu gibi ihtimam ile muhafaza etmeğe mecbur olduğu,
Yasa'nın 117 (6098 Sayılı T.B.K 136) maddesinde de "borçluya isnat olunamayan haller münasebetiyle borcun ifasının mümkün olmaması durumunda borcun sakıt olacağı" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalılardan ... 'nin işletmecisi olduğu antrepoya davacı tarafından bırakılan mallar yoğun yağan yağmur sebebiyle ...deresinin taşması sonucu ziyaa uğramış, davacı tarafından açılan dava sonucunda,
Mahkemece davalı antrepo işletmecisi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş,
Sayın çoğunluğun "zararın mücbir sebepten kaynaklandığı" gerekçesiyle davalı antrepo işletmecisinin sorumluluğunun bulunmadığı görüşü doğrultusunda davalının temyiz istemi bu yönden kabul edilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Zararın mücbir sebepten kaynaklandığına dair çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Türk-İsviçre Borçlar Hukuku'nda mücbir sebep "kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay" olarak tarif edilmektedir.
Bu tarife göre mücbir sebebin unsurları;
a-) Kusursuzluk
b-) Sezilememezlik
c-) Karşıkonulamazlık'tır.
Mücbir sebebin mevcudiyeti için kusursuzluk şarttır.Eğer olayın doğumuna sebep olan bir kusur varsa mücbir sebebin öteki unsurlarını araştırmaya gerek yoktur.
Diğer taraftan, bir olayın mücbir bir sebep sayılabilmesi için sezilememiş, kestirilememiş, önceden tahmin edilememiş olması da lazımdır.
Bu olayın aynı zamanda karşıkonulamaz, yenilemez olması da zaruridir.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde;
Davalının işletmecisi olduğu antrepo, ...dere yatağı yakınına inşa edilmiştir.
Yıllardan beri, yoğun yağmur halinde ...deresinin taştığı çevresinde bulunan işyeri ve binalara zarar verdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Nitekim 13.10.2007 ve 26.10.2008 tarihlerinde de derenin taştığı, çevrede bulunan antrepolardaki malların zarar gördüğü, önceki yıllarda gerçekleşen olaylar sebebiyle üçüncü kişiler tarafından davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
Daha önce yaşanan sel taşkınları nedeniyle, aynı türden olaylar yaşandığından artık sel olayı sezilemeyen ve öngörülemeyen bir sebeb olmaktan çıkmıştır.
Geçmişte yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, davalı işletmecinin hala aynı yerde antrepo işletmeciliğine devam etmesi sonucu gerçekleşen davaya konu olayda, artık davalının kusursuzluğundan da söz edilmemesi mümkün değildir.
Davalı antrepo işletmecisi yönünden mücbir sebeb koşulları, somut uyuşmazlık yönünden gerçekleşmemiştir.
Diğer taraftan, yağışın yoğun olduğu her yıl gerçekleşen, çevresindeki konut ve işyerlerine zarar veren sel'in, verdiği zararların ortadan kaldırılması veya asgari düzeye indirilmesi için ...Deresi ve yatağında, 2560 Sayılı Yasa'dan doğan yetkilerini tam ve yeterince kullanmayan dava dışı ...'nin de meydana gelen zararda davalı ile birlikte kusuru bulunmaktadır.
Keza sürekli sel baskınlarına maruz kalan dere yatağına, antrepo yapılmasına ve işletilmesine izin veren, göz yuman, eksikliklerine rağmen davalı işletmeciyi bu yerden tahliye etmeyen yerel yönetimler ile ruhsatsız, projesiz, kaçak yapı yapanların ve bu yapılara elektrik-su veren, bölgelere yol yapanlarda davacının emtia zararlarından sorumludur.
Açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlık yönünden mücbir sebep koşulları gerçekleşmediğinden, bu yöne dair davalının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde oluşan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.”
* Yargı mercileri tarafından verilen kararlar yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine ve olayın özelliklerine göre verilen kararlar olup; kararların emsal karar olarak uygulanıp uygulanmayacağı her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Kapsamlı değerlendirme ve benzer içtihat örnekleri için ilgili departmanımız ile iletişime geçiniz.