4. Federal Yetkiler
Federal yönetimin yetkileri, oldukça geniş bir alanı içine almaktadır. Bu yetkileri şu şekilde sıralayabiliriz[165].
A. Ticari Düzenlemeler Yapma Yetkisi
1789 Anayasasının kabulüne öncülük eden en önemli faktör, eyaletler arası ticari ilişkilerdir. Eyaletler arasında varolan mevcut ticari yasak ve sınırlamalar, eyaletlerin bir çatı altında toplanmasını gerektirmiştir[166]. Anayasa bu hususları düzenlemesi için, ilgili maddeler koyarak(Art. I, Sec. 8, Cla. 3 ) kongreye çeşitli yetkiler vermiştir[167]. Bu maddeye göre, Kongre yabancı ülkelerle, eyaletler arasında ve yerli kabileler ile ticari ilişkileri düzenleyebilecektir. Üst derece mahkemesi 1937 yılına kadar, bu düzenlemeleri sadece eyaletler arası ticari ilişkileri kontrol etmek yada düzenlemek yönünde yorumlama yaparak, maddelerin işleyişini sağladı. 1937 yılında sonra, mahkeme eyaletler arası ticari ilişkilere bakış açısını, yorumlamada genişletme yapmak suretiyle, genişletti. Eyaletler arası ticari ilişkileri geliştirmek ve düzenlemek için, yapmış olduğu yorumlar ile Kongrenin, daha geniş düzenleme yapmasına imkan tanıdı[168]. Üst derece mahkemesi, bu konuya ilişkin olarak Kongre tarafından yapılan düzenlemelerin iptali için açılan davaları, ticari kesimi rahatlatıcı yorumlar yapmak suretiyle, Kongreyi cesaretlendirmiştir[169].
Ticari ilişkilere ilişkin düzenleme yapma yetkisi eyaletlere de verilmiştir. Eyaletler, federal düzenlemelere aykırı olmamak kaydıyla ticari düzenlemeler yapabilirler[170]. Örneğin, federal yönetim eyaletler arası nakliye güvenliği için bir sistem geliştirmişse, eyaletlerin buna aykırı bir düzenleme yapmaları söz konusu değildir. Buna bağlı olarak, eyaletlerin kendi iç ilişkilerinde söz konusu olan vergi koyma yetkilerini, eyaletler arası ticarete karşı kullanamazlar. Örneğin, bir eyalet kendi sınırları içinde üretilen bir mala koymuş olduğu vergiden fazlasını, başka eyaletten giren aynı mal için koyamaz[171].
B. Finansal Düzenleme Yetkisi
Federal yönetimin finansal düzenleme yetkisi, vergi, ödünç, harcama ve para basmayı içerir[172]. Anayasaya göre, Kongre, vatandaşın genel refahını ve ortak savunmasını sağlamak, ayrıca borçlarını ödemek için vergi, resim, harç gibi düzenlemeler yapmaya yetkilidir[173]. Federal yönetimin vergilendirmeye ilişkin yetkileri, belirli sınırlandırmalara konu olabilir. Kişi başına alınan vergi ”capitation or poll taxes”[174] yada doğrudan alınan vergiler, eyaletlerin nüfus durumuna göre, eyaletler arasında eşit olarak alınmaktadır[175]. Kongrenin eyaletlere veya eyaletlerden ödünç para alma ve verme yetkisi bulunmaktadır. Bu konuya ilişkin sınırlandırmalar eşitlik ilkesi doğrultusunda yapılabilir[176].
Federal yönetime finansal konularda verilen yetkiler, ABD’nin genel refahı, ortak savunması ve borçlarını ödemek için kullanılır[177]. Anayasada düzenlenen bu amaçlar doğrultusunda, Kongre bu fonları gerekli yerlere dağıtabilir. Örneğin, uyuşturucu ile mücadele kapsamında, eğitim amaçlı bu fonları kullandırabilir[178].
Anayasa Kongreye, para basma yetkisi de vermiştir[179]. Bu yetkiye paralel olarak, bankalar oluşturmaya, eyalet düzenlemeleri içinde banka faaliyetleri yürütmesi de söz konusudur. Eyaletler arası bankacılık şube ve işlemleri federal düzenlemeye konu olmuştur[180].
C. Ticari Faaliyette Bulunma Yetkisi
Federal yönetim, ABD’nin genel refahı amacı doğrultusunda, ticari işletmelere sahip olabilir ve ticari işlemlerde bulunabilir[181]. Bir başka deyişle, mal ve hizmet üretebilir, satım ve dağıtımını yapabilir. Ancak tüm faaliyetleri yaparken, özel teşebbüsün tabi olduğu kurallar çerçevesinde hareket etmek durumundadır. Kendisinin kamuyu temsil etmesi bakımından herhangi bir avantajı bulunmamaktadır[182].
5. Federal Yetkilerin Sınırlandırılması
Federal yetkilere ilişkin bir takım sınırlandırmalar federal anayasa tarafından düzenlenmiştir[183].
A. Kanuni Prosedür(Due Process)
Federal yönetimin yetkilerini sınırlandıran önemli ilkelerden birisi “due process”[184] yani kanuni prosedürdür. Bu ilkeye göre, hiç kimse kanuni prosedür tamamlanmadan, yaşam, özgürlük, mülkiyet gibi temel haklardan yoksun bırakılamaz[185]. ABD hukukunda, anayasa liberal anlamda yorumlanarak, kanuni prosedür ilkesi, yönetimin her türlü eylem ve işlemine karşı, birey lehine genişletilerek uygulanmaktadır. Bu ilke tüketici haklarının korunmasında da göz önünde bulundurulmaktadır. Bu hususa ilişkin düzenlemeler, genelde “the Federal Civil Rights Act” [186](federal sivil haklar) düzenlemelerinde bulunmaktadır.
B. Kanun Önünde Eşitlik İlkesi(the Equal Protection of Law)
Federal yönetimin yetkilerini sınırlandırma açısından, önemli bir ilkede “the equal protection of law”[187] (kanun önünde eşitlik) ilkesidir. Gerek federal yönetim, gerekse eyalet yönetimi vatandaşlara yönelik olarak yapacağı eylem ve işlemlerde, din, dil, ırk, mezhep ve cinsiyet ayrımı ve farklı muamele yapamaz[188]. Ancak yapılan ayrım(discrimination), yönetim faaliyetlerinin daha sıhhatli yürütülmesi ve kamu yararı için, mantıksal ve akli esasa dayanıyorsa, burada kanun önünde eşitlik ilkesi uygulanmayabilir[189]. Bu hususa ilişkin olarak, taraflar arasında uyuşmazlık çıkarsa, durum mahkemeye intikal ettirilir. Mahkeme, yönetimin “reasonable classification”[190](mantık esasına) dayanıp dayanmadığının yorumunu yaparak, kanun önünde eşitlik ilkesi göz önünde bulundurarak karar verir[191].
Federal ve eyalet yönetimleri, kanun önünde eşitlik ilkesi aykırı uygulamalar yaparak, ticari ve çalışma hayatını düzenleme yoluna gitmişlerse, bunlar geçersizdir[192]. Haklı ve mantıklı bir sebep olmaksızın, kişilerin tamamı değil de, bazılarına bir takım sınırlandırmalar veya kısıtlamalar getirilmişse bunlar da geçersizdir[193]. Mahkeme eyaletler arası ticari ilişkilerde, kanun önünde eşitlik ilkesini daha katı şekilde uygulamaktadır[194]. Örneğin, bir eyaletin kendi sınırları içerisinde kurulan ve faaliyette bulunan sigorta şirketlerine ilişkin olarak koymuş olduğu vergilerden, daha fazlasını diğer eyalet sigorta şirketlerine koymasını eşitlik ilkesine aykırı bulmuş ve iptal etmiştir[195].
C. İmtiyazlar ve Muafiyetler(Privileges and Immunities)
Federal Anayasaya göre, her eyalet vatandaşı, diğer eyaletler tarafından kendi vatandaşlarına tanınan imtiyaz ve muafiyetlerden istifade eder[196]. Bir başka deyişle, bir eyalet vatandaşı, diğer bir eyalete gider ve orada ticari faaliyet yapmak isterse, o eyaletin kendi vatandaşlarına tanıdığı imtiyaz ve muafiyetlerden, hiçbir şeye gerek kalmadan istifade eder[197].
D. Kişilerin Korunması(Protection of the Person)
Federal Anayasada kişilerin, yönetimin eylem ve işlemlerinden korunmasına yönelik açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Kişilerin korunması(protection of the person)[198], daha ziyade anayasada düzenlenen ifade özgürlüğü, özel mülkiyet hakkı ve dava hakkı gibi belli düzenlemelere ilişkin ilkeler tarafından korunmaktadır[199]. Gerek federal, gerekse eyalet yönetimi temelde bireyi esasa aldığından, yürüttükleri işlemlerde kişilik haklarına azami derecede özen göstermektedirler. Anayasa mahkemesi bu hususa ilişkin olarak yapmış olduğu yorumlarla, kişilik haklarının korunmasını genişletti. Özellikle, “özel hayatın gizliliği ilkesi”, “eşitlik ilkesi” ve “adalet ilkesi” bu yorumlar da göz önünde bulundurulan temel ilkelerdir[200].