C. Muhakeme(The Trial)
Muhakeme işlemi, jüri seçimi ile başlar. Jüri üyeleri, tarafların avukatları ve hakimler tarafından, olayın özelliğine göre, ilgili kişilerce oluşturulur[102]. Bu kişilerin özgeçmişleri ve objektif karar verip veremeyecekleri gibi değişik hususlar göz önünde bulundurulur[103]. Jüri üyelerinin objektif karar verip vermeyeceklerini tespit için, “voir dire examination”[104] adı verilen bir mülakat yapılır. Bu mülakat hakim ve avukatlar tarafından yapılır. Bu mülakatta ayrıca, jüri üyesi adayların taraflar ile ilişkileri olup olmadığı da göz önünde bulundurulur. Örneğin, jüri üyesi adayı, davalının şirketinde çalışıyorsa, bu durum seçilmeye engel bir durumdur. Buna “challenged for cause”[105] adı verilmektedir. “Challenged for cause” olarak adlandırılan sebepler, sınırlandırılmamıştır. Bu sebepler, ırksal olanlar hariç, akla gelen her şey olabilir[106]. Mahkeme, jüri seçimini hallettikten sonra, davacı mahkemece kabul edilebilir, tüm delillerini sunmaya başlar. Bu deliller arasında şahit varsa, davacının avukatı şahide dava ile ilgili sorular sorabilir(direct examination)[107]. Daha sonra da davalının avukatı olayla ilgili sorular sorabilir(cross-examine)[108]. Davacının avukatı, bundan sonra isterse tekrar şahide sorular sorabilir(redirect examination)[109]. Nihayet son olarak, davalının avukatı da şahide sorular sorabilir(recross-examination)[110]. Bu işlemler jüri üyeleri ve hakim önünde cereyan eder.
Tüm bu işlemler karşılıklı olarak yapıldıktan sonra, her bir avukat, delillerin tamamının sunulduğunu, tartışmaların bitirildiğini, bundan sonra işin jüri üyelerinin kanaatine kaldığını ifade ederler. Bundan sonrada, hakim jüriye hukuk kurallarının tatbiki ve delillerin değerlendirilmesi hususunda talimat( jury instruction)[111] verir. Jüri kendi içerisinde gerekli tartışmayı yapar ve bir değerlendirme sonucu karar verir(verdict)[112]. Hakim bundan sonra, jüri kararına uygun olarak bir hüküm verir.
Mahkeme değişik sebepler istinaden muhakemeyi yenileme(new trial)[113] yoluna gidebilir. Uygulamada en çok rastlanan, hükme esas olan delillerin yetersizliği, davacıya verilmesi kararlaştırılan tazminatın fahiş olması veya düşük olması gibi sebeplerdir[114].
D. Mahkeme Sonrası Prosedür
Genellikle mahkemeyi kazanan taraf, masraflarını da karşı tarafa karşılatır. Bu masraflar; dosya masrafları, avukat ücretler, işlem harçları, bilirkişi ücretleri, jüri masrafları ve diğer mahkeme giderleridir[115].
Mahkeme davaya ilişkin olarak, hüküm verdikten sonra, taraflar mahkemenin vermiş olduğu karara uygun hareket etmek durumundadırlar. Eğer etmezlerse, o takdirde icra işlemleri(execution) devreye girer. İcra işlemleri, mahkeme kararına istinaden, icra ile yetkili kişilerce(the sheriff)[116] çıkarılacak icra emri(writ of execution)[117]ile mahkeme kararının yerine getirilmesi sağlanır. Örnek olarak, mahkeme kararı bir borcun ifasına yönelik ise, borçlunun malvarlığına el konularak satılmasını, eğer bir şeyin teslimine ilişkin ise, mala el konularak ilgiliye teslimini sağlar.
3. Alternatif Çözüm Yolları
A. Tahkim(Arbitration)
Tahkim(arbitration)[118] taraflar arasındaki uyuşmazlığın, münakaşaya taraf olmayan ilgisiz kişilerin seçilmesiyle oluşan bir yada daha fazla kişi(hakem) tarafından çözülmesidir[119]. Tahkim işlemi, ilk olarak ticari uyuşmazlıkların çözümünde uygulandı[120]. Tarafların uyuşmazlığı çözmek için tahkim yoluna başvurmaları, uzun mahkeme prosedüründen ve masraflarından kaçınmak, hızla sonuca ulaşmak isteğinden kaynaklanmıştır[121]. Bu hususa ilişkin olarak yapılan düzenleme(A Uniform Arbitration Act), çok sayıda eyalet tarafından kabul edildi[122]. Bu düzenlemeye göre, taraflar yapacakları bir sözleşme ile, aralarında çıkabilecek uyuşmazlıkları tahkim yolu ile çözümlenebileceğini kararlaştırabilirler[123]. Taraflar aynı sözleşmede hakemlerin isimlerini de kararlaştırabilirler[124]. The Uniform Arbitration Act’e göre tüm bu hususların yazılı şekilde yapılması zorunludur[125].
Tahkim işlemini düzenleyen diğer bir kanunda, Federal Tahkim Kanunu(the Federal Arbitration Act)dir. Eyaletlerin tamamında bu kanun uygulanmaktadır. Bu düzenlemeye göre, tahkim yolu eyaletler arası işlemlerde uygulanmak üzere, sözleşme ile kararlaştırılabilir[126]. Eyaletler arası işlemler tahkime konu oldukları takdirde, taraflar Federal Tahkim Kanunu ile bağlıdırlar. Bunun sonucu olarak da, hakemin uyuşmazlık konusunda vereceği karara iki tarafta uymak durumundadır. Eğer eyalet kanunlarında, tarafların tahkim yolu ile verilecek karara uymak zorunda olmadıklarına ilişkin hükümler varsa, bu halde federal bir kanun olan tahkim kanunu esas alınmalıdır[127].
Bazı hallerde ilgili kanun maddeleri tahkimi zorunlu kılmış olabilir. Bu halde, kanun tahkimin ne şekilde yapılacağını tarif eder. Eğer taraflar tahkime karar vermişlerse, bu takdirde sözleşmede bu hususlar tespit edilir[128]. Tahkimin sınırları hususunda tereddüt ortaya çıkarsa, o takdirde tahkim lehine yorum yapılmalıdır[129]. Tahkim tarafların anlaşması temeline dayanıyorsa, tahkim sonucu verilen karar, taraflar arasındaki ihtilafı kesin olarak sona erdirecektir[130]. Öyle ki, ortada açık bir ispat hatası, tahkimin yürütülmesinde işlem hatası yada önemli addedilebilecek bir hata olmadıkça, hakemin vereceği karar taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirecektir[131]. Dolayısıyla taraflar, mahkeme yoluna gidemeyeceklerdir. Eğer tahkim kanun gereği zorunlu ise, kaybeden taraf hakem kararına karşı mahkemeye itiraz edebilir[132]. İtiraz edilen bu mahkemeye “trial de novo”[133] adı verilir.