ABD Ticaret Hukukunda Temel Kavramlar

ABD Ticaret Hukukunda Temel Kavramlar

3. Teklifin Kabulü

Kabul, teklif şartlarının kabulcü tarafından onaylanması demektir. Taraflar arasında teklifin kabul edilip edilmediği sorunu, objektif kriterlere göre tespit edilecektir.

A. Kabulün Oluşması

Kabulün oluşması için, herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. Fakat kabul anlamına gelen ifadelerin, herhangi bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açık ve kesin olması gereklidir[84]. Kabulcü, kendisine sunulan teklifi kabul edebilir, reddedebilir veya yeni şeyler ekleyip yada değiştirip geri gönderebilir[85]. Buna sözleşme hukukunda(contract law[86]) kabulcü özgürlüğü(freedom of the offeror) adı verilmektedir. Kabulcünün bu özgürlüğü, tüketicileri koruma kanunu(consumer protection laws) ve ayrım karşıtı düzenlemeler(antidiscrimination law) tarafından sınırlandırılabilir[87].

B. Kabulün Etkileri

Kabul, taraflar arasında bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığını tespitte tek ölçüdür. Kabulcü tarafından, teklif kabul edildiğinde, taraflar arasında bir anlaşma ve sözleşme vuku bulur[88]. Teklifin kabul edilmesinden sonra, her iki taraf içinde bağlayıcı hükümler ve yükümlülükler doğar. Teklifin kabul edilmesinden sonra, taraflardan hiç biri, diğer tarafın müsaadesi olmaksızın sözleşmeyi iptal edemez ve sözleşmeden dönemezler[89].

Kabulcü, kabule ilişkin olarak kullandığı ifadesinde, kendisine teklif edilen şartlar çerçevesinde, sözleşmeye girmek niyetinde olduğunu göstermelidir[90]. Kabul beyanının hukuki sonuç doğurabilmesi için bu şekilde olması gereklidir.

Kabul, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği gibi, kabul anlamına gelecek belli davranış şekilleriyle veya hareketle de yapılabilir[91]. Örneğin, baş sallamak suretiyle, kabul edildiği ifade olunabilir. Ancak burada da kabulün, açık ve kesin olduğu anlaşılmalıdır.

Kabul için kullanılan ifadelerin açık ve kesin olması yanında, şartsız da olması aranır[92]. Eğer kabulcü, kendisine sunulan teklifi değiştirerek veya ek şartlar koyarak kabul ettiğini ifade etmişse, bu kabul değil, karşı teklif(counteroffer) olarak mütalaa edilir. Bu durumda ortada ne bir anlaşmadan, ne de bir sözleşmeden bahsedemeyiz[93]. Dolayısıyla tarafların yükümlülüğünden de bahsedemeyiz. Ancak, kabulcü tarafından teklife eklenen şartlar;(1) sözleşmenin bir kısmı olarak zaten kanun tarafından düzenlenmişse, (2) sadece bir istekten ibaretse, yada (3) yalnızca yazışmaya ilişkin bir detaydan ibaretse, bu takdirde kabul hukuken hüküm ve sonuçlarını doğurur[94].

C. Kabulün Şekli

Teklif, sadece kendisine doğrudan iletilen, kişi tarafından kabul edilir. Eğer teklif, kendisine sunulandan başka bir kişi tarafından kabul edilmişse, bu takdirde taraflar arasında sözleşmenin doğduğundan bahsedemeyiz[95].

Eğer teklif, bir kişiden ziyade belirli bir sınıfa yapılmışsa, o sınıfa giren herhangi biri tarafından kabul edilebilir[96]. Teklif, daha geniş manada kamuya açık olarak yapılmışsa, bu takdirde de, tekliften haberdar olan herkes tarafından kabul edilebilir.

Kabulün ne şekilde yapılacağına ilişkin, herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak icapçı, kabulün ne şekilde yapılabileceğine ilişkin bir yöntem belirleyebilir[97]. Eğer icapçı kabul için, bu şekilde bir yöntem öngörmüşse, kabulün geçerli olması bu istenen tarzda yapılmasına bağlıdır[98]. Örneğin, icapçı eğer kabulün yazılı şekilde yapılması gerektiğini belirtmişse, kabulcünün sözlü olarak kabul ettiğini ifade etmesi halinde, taraflar arasında sözleşme doğmaz. Çünkü kabul işlemi, icapçının istediği şekilde yapılmamıştır. Kural olarak, kabulcünün sessizliği veya hareketsizliği, teklifin kabulü anlamına gelmez[99]. Ancak taraflar arasındaki ilişkilerden, kabulcünün sessiz kalmasının, kabul ettiği anlamına geldiği sonucuna varılabilir[100]. Örneğin iki taraf arasında benzer sözleşmeler sürekli yapılıyorsa, aralarındaki ilişkilerde sessiz kalmanın kabul edildiği anlamı çıkarılıyorsa, kabulcünün sessiz kalması, sözleşmenin doğmasına sebebiyet verecektir.

D. Kabulün Ulaşması

Kabulcü tarafından onaylanan teklifin, hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi açısından ulaşması önemli bir sorundur.

a. Tek Taraflı Sözleşmeler(Unilateral Contract)

 

Eğer icapçı, tek taraflı sözleşme(unilateral contract)[101] için teklif yaparsa, kabul beyanının ulaşması gerekli değildir. Bu durum sözleşmenin niteliğinden kaynaklanmaktadır. Kabulcünün, teklifi kabul etmesi sözleşmenin oluşması için yeterlidir.

b. İki Taraflı Sözleşme(Bilateral Contract)

 

Eğer teklif, iki taraflı sözleşmeye(bilateral contract)[102] ilişkin olarak yapılmışsa, kabul beyanı icapçıya ulaşmadıkça, hukuken etkili hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. İki taraflı sözleşmeler için yapılan tekliflerin, kabulcü tarafından onaylanması ve kabul beyanının icapçıya yada onun temsilcisine ulaştırılması, sözleşmenin doğabilmesi için şarttır[103].

E. Posta Veya Telgrafla Kabul

Kabul beyanının, postayla veya telgrafla icapçıya gönderilmesi halinde, kabulün hüküm ve sonuçlarını ne zaman doğuracağı önemli bir sorundur. Eğer icapçı, aksini kararlaştırmamışsa, postalanan kabul etkisini uygun olarak postalandığı tarihten itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurur. Buna “mailbox rule”[104] adı verilmektedir. Eğer icapçı, kabul beyanının kendisine ulaşmadan, hüküm ve sonuç doğurmayacağını belirtmişse, bu takdirde kabulcü tarafından postalanan kabul beyanı, icapçıya ulaşıncaya kadar hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Bu halde de “mailbox rule” adı verilen kural uygulanmayacaktır[105]. Bazı hallerde, kabul beyanının postalanıp postalanmadığı veya imha edilip edilmediği hususunun, mahkemede ispat edilmesi gerekir. Bu durum, icapçının kendisine kabul beyanının ulaşmadığını iddia etmesi veya kabulcünün bunu postaladığını iddia etmesi halinde söz konusu olur. İcapçı böyle bir durumda, kendisine postalandığı iddia edilen kabul beyanının gelmediğini veya kendisinin teklifi geri çektiğini bildirdikten sonra kendisine ulaştığını her türlü delil ile ispatlayabilir. Kabulcü ise, postaneden yada ilgili yerlerden alabileceği belgelerle, kabul beyanının icapçıya gönderildiğini ispat edebilir. Mahkemede duruma göre, hakim veya juri bu ispat durumlarını göz önünde bulundurarak, durumu tespit eder[106].

Kabulcü, kendisine icapçı tarafından gönderilen teklifin, sonradan geri alındığını yada iptal edildiğini öğrenemeden, kabul beyanını postalayabilir. Bu durumda, teklifin geri alındığı veya iptal edildiği beyanı, kabulcüye ulaşıncaya kadar, orijinal teklif geçerliliğini sürdürür. Dolayısıyla, “mailbox rule” adı verilen kural gereği, teklifin geri alındığı veya iptal edildiği ulaşmadan, kabul beyanının postalanması sözleşmenin doğması için yeterlidir[107].

F. Telefonla Kabul

Genellikle eyalet düzenlemelerinde yada tarafların kararlaştırmalarında, kabulün yazılı olarak yapılacağına yada sözleşmenin ancak yazılı kabul ile doğabileceğine ilişkin hükümler olmadıkça, telefon ile de kabul söz konusu olabilir[108]. Kabul hüküm ve sonuçlarını, telefon konuşmasının yapıldığı yer ve zamanda doğurur[109]. Örneğin Kansas da yaşayan bir kişi, iş için Missuri de faaliyet gösteren bir işverene müracaat etse, telefonla Missuri’deki işveren arayıp kabul etse, bu takdirde sözleşme Missurideki kanunlara göre doğar. Bu sözleşme ile ilgili olarak çıkan uyuşmazlıklara, Missuride yürürlükte olan iş ve diğer kanunlar uygulanır.

G. E-mail Veya Fax İle Elektronik Kabul

Günümüzde ticari ilişkiler artık e-mail ve fax gibi elektronik iletişim araçları ile yürütülmektedir. Ancak halen sözleşmeler de fax ve e- mail ile teklif ve kabullerin yapılabileceğine ilişkin hukuki düzenlemeler bulunmamaktadır. Telefon, telgraf ve posta ile kabulün geçerli olacağının benimsendiği günümüz ticari ilişkilerinde, e-mail ve fax ile yapılacak kabullerde geçerli olacaktır[110]. Özellikle uluslar arası ticarette ilişkiler e-mail ve fax ile yürütülmektedir.

H. Müzayede Satış(Auction Sale)

Müzayedeli satışlarda(auction sale)[111], teklifler artırma ve eksiltme yapılmak suretiyle gerçekleştirilir. Müzayedeli satışlarda, müzayedeyi yapan ile teklifte bulunanlar karşılıklı olarak, yaptıkları eksiltme ve indirimler ile malın fiyatını bulmaya çalışırlar. Müzayedeci ile teklif verenin beyanı uyuşunca, müzayedeci teklifi kabul ettiğini ifade etmek içini elindeki çekici masaya vurur, işte bu noktada kabul beyanı hüküm ve sonuçlarını doğurur[112].

III. Ehliyet (Capacity and Genuine Assent)

Sözleşmelerin temelinde bir anlaşma vardır. Sözleşmenin geçerliliği, bu anlaşmanın hukuki muamele ehliyetine sahip(contractual capacıty) kişiler arasında yapılmış olmasına bağlıdır. Yine tarafların iradesi de(genuine assent)[113], sözleşmenin geçerliliğini etkileyen diğer bir faktördür. Özelikle irade bozukluğu hallerinde, sözleşmenin geçerliliği konusu önem arz eder.

1. Hukuki Muamele Yapma Ehliyeti(Contractual Capacity)

Kişilerin yapmış olduğu hukuki muameleler, hukukun öngördüğü şartlara ve vasıflara haiz olan kişiler tarafından yapılmış olmalıdır. Hukuk, kişilerin yapacakları işlemlerin neticelerini önceden görmelerini ister. İşte tüm bunlar hukuki muamele ehliyeti(contractual capacity)[114] ile yakından ilgilidir. Bazı kişilerin hukuki muamele yapma ehliyeti eksiktir. Bu eksiklik kişilerin, yaş küçüklüğü gibi mevcut durumlarına dayanabileceği gibi, akıl hastalığı gibi, gerçek olaylara da dayanabilir.

A. Hukuki Muamele Ehliyetinin Tanımı

Hukuki muamele ehliyeti, kişinin yapmış olduğu işlemin hüküm ve sonuçlarını önceden görebilme veya anlayabilme yeteneğidir[115]. Hukuki muamele ehliyetinde eksiklik olan kişiler, yaptıkları işlemlerin hüküm ve sonuçlarını, tam manası ile anlayabilme yeteneğinden mahrumdurlar. Kural olarak herkesin, aksi ispat edilinceye kadar hukuki muamele ehliyetine sahip olduğu varsayılır[116].

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13