D. Tek Taraflı ve Çok Taraflı Sözleşmeler
Sözleşmeler, tek tarafın irade açıklamasıyla hüküm ve sonuçlarını doğurabiliyorsa, bu tür sözleşmelere tek taraflı sözleşmeler(unilateral contracts)[31] adı verilir. Eğer sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurması birden çok irade açıklamasını gerektiriyorsa, bu takdirde çok taraflı sözleşmeler(bilateral contracts)[32] adı verilir.
İki taraflı sözleşmelerde, anlaşmanın oluşması için karşı tarafa teklifte bulunan kişiye icapçı(offeror), icapçının teklifte bulunduğu kimseye kabul eden(offeree) adı verilir[33]. İcapçı ile kabul eden, teklif edilen hususlarda karşılıklı olarak anlaşmaya varırlarsa, her iki taraf içinde bağlayıcı olan, hüküm ve sonuçlarını her iki taraf için doğuran bir sözleşme oluşur.
Tek taraflı sözleşmelerde ise, iki taraflı sözleşmelerin aksine, tek tarafın irade açıklaması ile sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurur. Tek taraf borç ve yükümlülük altına girer[34].
E. Sözleşme Benzeri(Quasi Contracts)
Bazı hallerde, taraflar arasında yukarıda açıkladığımız manada oluşan bir sözleşme söz konusu olmaz. Başka bir deyişle, taraflar arasında karşılıklı irade açıklaması sonucu veya zımni olarak davranışları sonucu bir sözleşme vuku bulmaz. Ortada bu şekilde bir sözleşme olmamasına rağmen, mahkeme hak ve adalet gibi hukukun temel ilkelerine istinaden, tarafların mağduriyetini aralarında bir sözleşme varmış gibi karara bağlar. Bu tür işlemlere sözleşme benzeri(quasi contract) adı verilir[35].
Sebepsiz zenginleşmenin önlenmesine(prevention of unjust enrichment) ilişkin hususlar, sözleşme benzerlerine güzel örnek oluştururlar. Örneğin, bir boyacı yanlış adres yüzünden, yanlışlıkla bir başkasının evini boyamaya başlasa, o kimse bunu görse ve sesini çıkarmasa, bir yanlışlık olduğunu ve kendisinin böyle bir talepte bulunmadığını boyacıya söylemesi gerekirken söylemese, boyacı yanlışlığını fark edemeden evin boyasını bitirmiş olsa, sonrada bu kişiye faturayı götürse, kişi aralarında sözleşme olmadığını(no contract) ileri sürerek ödeme yapmaması halinde, durum sebepsiz zenginleşmeye konu olur. Mahkeme burada, boyacının yanlışlığından istifade eden kişinin sebepsiz zenginleşmesine dayanarak, sözleşme benzeri sorumluluğuna(quasi contractual) hükmederek, boyacıya makul bir ödemede bulunulmasına karar verecektir[36].
Sözleşme benzeri sorumluluk(quasi contractual), sadece taraflar arasında sözleşme olmaması(no contract) halinde değil, iptal edilebilir sözleşmelerde(avoidable contract) yada geçersiz anlaşmalarda(void agreement) da söz konusu olabilir[37].
II Anlaşma(The Agreement)
Sözleşmelerin temelinde bir anlaşma bulunmaktadır. Anlaşma ile sözleşmeler doğarlar ve hüküm ve sonuçlarını doğururlar. O halde sözleşmeyi anlayabilmek için, anlaşmayı tarif etmek yararlı olacaktır.
1. Teklif
Hukuken geçerli bir anlaşmadan bahsedebilmek için, ortada taraflardan birince yapılmış bir teklif(offer) olmalıdır. Teklif(offer), belli bir konu ile ilgili olarak, akdi ilişkiye girmek isteğinin icapçı(the offeror) tarafından, karşı tarafa açıklanmasıdır[38]. Teklif, bir şey yapmak, bir şeyden kaçınmak yada bir şey yapmamak şeklinde tezahür edebilir[39]. Bir tekliften bahsedebilmek için de bir takım özelliklerin teklifte bulunması gereklidir.
A.Sözleşme Yapma Niyeti
Ortada hukuken geçerli bir tekliften bahsedebilmek için, teklifin sözleşme yapmak niyetiyle(contractual intention) ortaya atılması gereklidir[40]. Bir başka deyişle, icapçının(the offeror), bir yükümlülükle bağlı olabileceği arzusunun, karşı tarafa bildirilmesidir. Yapılan irade açıklamasının teklif olup olmadığını tespitte, kullanılan sözleşme niyetinin varlığı objektif kriterler tarafından tespit edilecektir[41]. Ayrıca sözleşme yapma niyetinin varlığı, irade açıklamasında bulunan kişinin davranışlarından da anlaşılabilir. Örneğin, kişi irade açıklamasını içeren yazılı metni imzalayıp, karşı tarafa göndermişse, bu kişinin icapçı olduğu, yaptığı irade açıklamasının teklif olduğu hususunda tereddüt etmemek gereklidir.
Uygulamada genellikle, teklif yapmaya çağrı(invitation to negotiate) beyanları ile teklif beyanları birbirine karıştırılmaktadır[42]. Tarafların birince yapılan ilk irade açıklamaları, her zaman sözleşme yapma niyetini içeren beyanlar olmayabilir. Bu tür irade açıklamaları genellikle, ya da müzakereye davet yada pazarlık işlemi şeklinde yorumlanabilir[43]. Örneğin. Bir satıcı, satmak istediği mallara ilişkin fiyat listesini karşı tarafa göndermiş olsa, bu işlem teklif olarak yorumlanamaz. Bu işlem, satıcının sadece fiyat listesinde belirtilen şartlarda, alıcının yapacağı tekliflere açık olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bir başka deyişle, bu satış listesini alan alıcı, listede belirtilen şartlarda malı almak istediğini satıcıya bildirirse, bu irade beyanı teklif olarak yorumlanabilir. Çünkü, satıcı fiyat listesini herkese gönderebilir, ancak satıcının bu fiyattan satabileceği mal sayısı sınırlıdır. Bu açıdan satıcının yaptığı işlem, teklif olarak değil, teklife çağrı şeklinde yorumlanmalıdır. Bu kural tacir ve satıcılar için kabul edilen bir ilke olup, satım için ilanları(for sale) da bu çerçevede yani teklif çağrısı(invitation to negotiate) olarak yorumlamak yerinde olacaktır[44].
Rayiç fiyatlar(quotations of prices) üzerinden yapılacak irade açıklamalarının, teklif yada teklife çağrı olarak anlaşılıp anlaşılmayacağı, tarafların niyet ve davranışları göz önünde bulundurularak anlaşılacaktır.[45] Uygulamada, satıcının rayiç bedel yada fiyat etiketleri(price tags) üzerinden malları satmak niyetinde olduğu, bunun teklif değil, teklife çağrı olduğu kabul görmektedir[46].
Bazı hallerde, hiçbir şüpheye mahal vermeden, yapılan irade açıklamasının tekliften daha ziyade, teklife çağrı olduğu açık olarak anlaşılır. Örneğin, resmi kurumlarca yapılan ihale ilanlarında durum böyledir. Bu tür ilanlarda yönetim, şekil ve şartlarını belirleyerek çizdiği çerçeve içerisinde, en düşük fiyat indirimini yapacak(invited to submit bids) müstecirle anlaşma yapabileceğini ifade etmektedir. Burada ihaleyi ilana çıkaran yönetimin yaptığı işlem teklife çağrı, müstecirlerin yaptıkları fiyat indirimine ilişkin işlem, teklif olarak yorumlanabilir[47]. Bir irade açıklamasının, sözleşme niyeti ile yapılıp yapılmadığı hususu, irade açıklamasında bulunan kişinin tavır ve davranışlarından ve sarf ettiği sözlerden anlaşılmaya çalışılmaktadır[48]. Bu yorumlamalardan irade açıklamasında bulunan kişinin, sözleşme yapma ve yükümlülük altına girme niyetinin olduğu anlaşılıyorsa, ortada hukuken geçerli bir teklif var demektir.
B. Gelecekte Bir Sözleşme Yapmak İçin Anlaşma
Taraflar sözleşme serbestisi(freedom of contract) içerisinde, istedikleri gibi anlaşma yapabilirler. Ancak taraflardan birinin yapmış olduğu teklif, gelecekte yapılması düşünülen sözleşmeye ilişkin ise, bu teklifin sözleşmenin tüm esaslı unsurlarını içermesi gerekir[49]. Eğer gelecekte yapılması düşünülen sözleşmeye ilişkin teklif, sadece tarafların ilerde sözleşme yapmak istediklerine ilişkin ise veya ilerde yapılması düşünülen sözleşmenin şekil ve şartları belli değilse, ortada hukuken geçerli bir tekliften söz edemeyiz[50]. Dolayısıyla böyle bir teklifin karşı tarafça kabul edilmesi halinde de, taraflar arasında anlaşmanın varlığından söz edilse bile, sözleşmeden bahsetmemiz mümkün olmayacaktır[51]. Bu halde zaten, gelecekte taraflar sözleşme yapıncaya kadar, hiçbir yükümlülük ve borç altına girmeyeceklerdir[52]. Örneğin, taraflardan biri, gelecekte bir başkasının arsası üzerine ev yapabileceği teklifinde bulunsa, arsa sahibi de bu teklifi kabul etse, ortada taraflar arasında bir sözleşmenin varlığında bahsedemeyiz. Çünkü burada evin ne şekilde ve ne kadara yapılacağı gibi esaslı unsurlar üzerinde hiçbir anlaşma bulunmamaktadır. Tarafların burada borç ve yükümlülüğünün olduğundan, dolayısıyla da sözleşmenin olduğundan bahsedilemez[53].
C. Teklif Açık ve Kesin Olmalı(Definiteness)
Teklif(offer), açık ve kesin olmalıdır[54]. Sözleşmenin içeriği, tekliften hiçbir şüpheye mahal vermeyecek surette, net olarak anlaşılmalıdır. Eğer teklif açık değilse yada belirsiz ifadeler kullanılmışsa ve de sözleşmenin içeriği tekliften anlaşılamıyorsa, o takdirde ortada bir sözleşmenin varlığından bahsedemeyiz [55].
Bazı hallerde teklif, sözleşmenin bazı unsurlarını içerir, bazılarını ise açık bırakır. Bu durumda teklifte açık bırakılan hususların, sözleşmenin esaslı unsurlarından olup olmadığı nazara alınmalıdır[56]. Eğer boş bırakılan hususlar, malı fiyatı yada sözleşmenin konusu gibi esaslı unsurlara ilişkin ise, ortada bir sözleşmeden yoktur. Eğer boş bırakılan hususlar, ifa yeri gibi tali unsurlara ilişkin ise, ortada bir sözleşme vardır[57]. Bazı hallerde de, teklif açık ve kesin değildir ama sonradan bazı referanslar ile belirsizlik giderilebilir. Bu belirsizlik, tarafların daha önceki ilişkileri, daha önce yapmış oldukları sözleşmeler veya ticari teamül ve uygulamalar göz önünde bulundurularak giderilebiliyorsa, ortada taraflar arasında bir sözleşme vardır[58].
Teklifteki belirsizlik, taraflardan değil de sözleşmenin yada işin niteliğinden kaynaklanabilir. Sözleşmenin konusunun kısım kısım ifasının mümkün olduğu bölünebilir edimli sözleşmeler(divisible contract)[59], malın bedelinin ifa anındaki veya tarafların belirleyeceği tarihteki piyasa fiyatına(rayiç bedel) göre belirleneceğine ve mal ve hizmetlerin ifa edileceğine ilişkin sözleşmeler(requirements contract veya output contract)[60] gibi.
D. Teklif, Kabul Edene(The Offeree) Ulaşmış Olmalıdır
Teklifin hukuken geçerli olması için teklifin, kabul edene(the offeree) ulaşması gereklidir. Karşı tarafa ulaşmayan teklifin, hüküm ve sonuç doğurması mümkün değildir[61]. Burada teklifin karşı tarafa ulaşmasından maksat, kabul edenin bu teklifi öğrenmesi ve bilmesidir[62].
2. Teklifin Sona Ermesi
Kabulcü(an offeree) sona ermiş bir teklifi kabul edemez. Teklif, geri çekme(revocation), karşı teklif(counteroffer), reddetme(rejection), süreyi geçirme(lapse of time), ölüm(death), ehliyetsizlik(disability) gibi değişik hallerde sona eren bir işlemdir[63].
A. İcapçı Tarafından Tekliften Rücu
İcapçı, teklif kabul edilmeden önce her zaman dönebilir[64]. Eğer icapçı teklif kabul edilmeden önce, tekliften dönmüşse, kabulcü dönülen teklifi, kabul etmek suretiyle geçerli bir sözleşme oluşturamaz[65]. Örneğin, müzayedeli satımlarda(auction sale)[66], artırım ve eksiltmeler(bidder) birer teklif olup, müzayedeci tarafından kabul edilmeden önce, her zaman geri çekilebilir. Bu teklifler geri çekildikten sonra, müzayedeci tarafından kabul edilip, bu şekilde sözleşme oluşturulamaz.
Teklifin kabulü için, icapçı herhangi bir süre belirtmişse(örneğin 15 gün içinde gibi) yada belli bir tarihe kadar süre vermişse(örneğin 2.2.2001 gibi), kabulcü kabul ettiğini açıklayana kadar, bu süreler içerisinde yine icapçı tekliften dönebilir[67]. Tekliften dönme işlemi herhangi bir şekil ve usul şartına bağlı değildir. Teklifin sona erdiğini gösteren her kelime veya işaret dönme işlemi için yeterlidir[68]. Tekliften dönüldüğü kabulcüye doğrudan veya dolaylı olarak ulaşacağı ana kadar, kabulcü hala ortada hukuken geçerli bir teklif olduğu inancını taşır. Dolayısıyla tekliften dönme işleminin hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi için, kabulcüye ulaşması gereklidir[69]. Tekliften dönme işlemi yazılı olarak yapılmışsa, bu işlemin kabulcünün öğrenebileceği varsayılan işyeri, vekil veya ikametgahına ulaşması yeterlidir[70]. Tekliften dönüldüğünü kabulcü dolaylı olarak da öğrenebilir. Örneğin, bir arsa satıcısı, gayri menkulü satmak için alıcıya teklifte bulunsa, bu arada aynı gayri menkulü üçüncü bir kişiye satarsa, kabulcü bunu dolaylı olarak öğrenmiş olsa, tekliften dönülmüş olur. Burada önemli olan husus, tekliften dönme işleminin, kabulcünün teklifi kabul ettiğinin icapçıya varmadan önce, ulaşmasıdır[71]. Örneğin, tekliften dönme işlemi mektupla, kabul işlemi E-mail ile yapılmışsa, E-mail mektuptan daha önce ulaşacağı için, iki taraf arasında sözleşme doğacaktır.
Bazı hallerde, teklif kabul edilmeden önce dönülebileceği kuralına, istisnalar getirilmiştir. Bu istisnalardan birisi, tercihli sözleşmedir(option contract)[72]. Bu sözleşmeler, icapçının belli bir süre içerisinde veya belli bir süreye kadar teklifle bağlı olduğunu ve bu süreler içerisinde icapçının bundan dönemeyeceği hükümlerini ihtiva eder[73]. Diğer istisna ise, firma teklifleridir(firm offers). Kanuni düzenlemeler, teklifi yapan firma ise, bunlarda en azından belli süre içerisinde dönülemeyeceğini kararlaştırmışlardır. Bu düzenlemelerden bir kısmı, tekliften hiç dönülemeyeceğini, bazıları ise belli süre içerisinde dönülemeyeceğini hükme bağlamışlardır. “The Commercial Code”, tacirler tarafından imzalanarak, yazılı şekilde gönderilen mal satımına ilişkin tekliflerden, icapçının azami üç aylık süre içerisinde bundan dönemeyeceğini hükme bağlamıştır[74].
B.Kabulcü Tarafından Karşı Teklif
Kabulcü kendisine gelen teklifi reddedebilir, kabul edebilir yada değiştirip kabul edebilir. Kabulcünün kendisine gelen teklifin şartlarını değiştirmesi veya yeni şartlar eklemesi ve bunları kabul ettiğini icapçıya göndermesi, orijinal teklifin kabul edilmediği, yeni bir teklif(counteroffer) olarak yorumlanmaktadır[75]. Teklif şartlarının değiştirilmesi yada ilave şartların eklenmesi ile kabul, orijinal teklifin reddi anlamında olup, yeni bir teklif oluşturur(counteroffer). Ayrıca burada hukuken hüküm ve sonuçlarını doğuran bir sözleşmede oluşmamıştır[76]. Örneğin, (A), kullanılmış otomobilini 1000$ satmak için (B) ye teklifte bulunmuşsa, (A)’nın bu teklifi orjinal teklif(the original offer) dir. (B) bu teklife cevapta, bu arabayı 750 $ alabileceğini ifade etmişse, bu orijinal teklifin reddi anlamında ve onun yerine geçen farklı ve yeni bir tekliftir. Kabulcü tarafından yapılan bu teklife de, karşı teklif(counteroffer) adı verilir.
Karşı teklifler(counteroffer) konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Orijinal tekliflere tamamen aykırı olan karşı teklifler de yapılabilir[77].
C.Kabulcü Tarafından Teklifin Reddedilmesi
Kabulcü, kendisine ulaşan teklifi reddetmiş ve bunu icapçıya bildirmişse, teklif sona ermiş demektir. Burada önemli olan husus, teklifin reddedilmesinin icapçıya bildirilmesidir. Bu bildirim(communication of a rejection) teklifi sona erdirir[78].
D.Sürenin Sona Ermesi(Lapse of Time)
İcapçı, teklifin belli bir tarihe kadar kabule açık olduğunu beyan etmişse, teklif bu süre içerisinde kabul edilmemişse, süre sonunda hiçbir şey yapmaya gerek kalmadan sona erecektir.Bu durum özellikle, teklifin belli süreye kadar geçerli olduğu, süre bitiminden sonra bu teklifin hiçbir hüküm ifade etmeyeceği bildirilmişse söz konusu olur[79].
Eğer teklif belli bir süreye kadar geçerli olacağına ilişkin hükümler ihtiva ediyorsa, bu süre sona erdikten sonra yapılacak kabuller, sözleşmenin doğması için hüküm ve sonuç ifade etmeyecektir[80]. Eğer bu şekilde bir zaman kısıtlaması getirilmemişse, o takdirde sözleşme konusuna göre, değişebilecek şartlara bağlı olarak, makul bir süre içerisinde teklif sona erecektir. Örneğin, teklif domates gibi bir malın satılması teklifini içeriyorsa, çok kısa zaman içerisinde sona erecektir. Satıcı, bu şekilde belirlenen zamanın sona ermesinden sonra teklifin kabul ederse, satıcının kabulü sadece karşı tekliften(counteroffer) ibaret olup, karşı teklif, alıcı tarafından kabul edilmedikçe bir sözleşme oluşmayacaktır[81].
E. Taraflardan Birinin Ölümü veya Temyiz Kudretini Kaybetmesi
İcapçı veya kabulcüden birisi, teklif kabul edilmeden önce ölürse veya temyiz kudretini kaybederse, teklif otomatik olarak sona erecektir[82].
F. Sonraki Geçersizlik(Subsequent Illegality)
Teklif yapıldıktan sonra, yapılması düşünülen sözleşme hukuka aykırı(illegal) bir duruma düşmüşse, teklif hukuka aykırı işlemler için yapılamayacağı için, sona erecektir[83].